İpek yolu

İpek Yolu filmi senaryosunun kamera karşısına başarılı bir şekilde aktarıldığının kanıtı. Müzikler, karakterler, hikâye oldukça güzel işlenmiş. Filmin hikâyesi 11. Yüzyılda geçiyor ve bu döneme ait birçok bilgi veriyor. Şiraz Medresesi’nin fen biliminde oldukça yetenekli olduğu bilinen Şazan Bin Yusuf filmin başkahramanı olarak karşımıza çıkıyor. Yusuf fen bilimlerine hevesli olduğu gibi en büyük hayallerinden birisi de yelken açarak denizlerde yolculuk yapmak.

Medrese hocası onun bu isteğini biliyor ve Süleyman Reis’in Çin’e düzenleyeceği bir yolculukta onu katip olarak göndermeyi teklif ediyor. Yusuf’un en çok istediği şeylerden biri bu tarz bir deniz yolculuğu olduğu için düşünmeden kabul ediyor. Ancak hocasının da ondan bir isteği var, gittiği gördüğü yediği içtiği her şeyi ve her yeri not alacak. Yolculuk sırasında gökyüzünde gördüğü yıldızlara varana kadar hepsine de bu not defterinde yer verecek. Yusuf’un kâtip olarak gemiye alınmasıyla beraber maceralar başlıyor.

Film 2011 yapımı. Gemilerde yelken açılışlarına verilen efektler bile çok güzel yansıtılmış. Oyuncular da karakterleri oldukça kaliteli bir şekilde yansıtmışlar. Yaşanılan maceralar oldukça akıcı bir şekilde ilerliyor ve bir sonraki noktada ne yaşanacağı konusunda merak uyandırıyor. Ayrıca kölelik gibi kavramlarda denizcilerin ve tüccarların nasıl işlerini yürüttüklerine dair de ufak bilgilendirmeler var. Denizcilik alanına ilgi duymayan bir izleyiciyi bile ekrana kilitleyebilecek türden bir akıcılık yaratılmış. Mantıksız ayrıntılara yer verilmemiş ve herkesin anlayabileceği şekilde denizcilik tabirleri izleyiciye aktarılmış.

Filmde işe acemi olarak başlayan Yusuf’un nasıl ustalaştığını görüyoruz. Bir filmin olmazsa olmazı tabii ki kötü karakterler. İpek yolu filminde de bu karakterlerden oldukça mevcut. Ancak konu öyle güzel işlenmiş ki kötü karakterlerin varlığı bile filmi oldukça zevkli hale getiriyor. Tabi bir de aşk var. Genel görüş gemide bir kadının olmaması gerektiğidir. Bu nedenle filmde kadın karakter geçeceği pek tahmin edilemiyor. Ancak filmdeki kadın karakterin filme dâhil olması oldukça sinsice yapılmış. Bu noktada olay örgüsünün iyi işlendiği de görülebiliyor.

Yine en çok dikkat çeken ve filmin izlenmesini daha da keyifli hale getiren diğer bir nokta seçilen güzel müzikler. Olaylar anında tam olması gereken yerlerde müzikler eklenmiş. Duymaya pek alışık olunmayan farklı melodilerin müzik olarak seçilmiş olması bu İran filmini oldukça farklı kılıyor.

Bir filmde en çok aranılan şeylerden biri de görüntü kalitesidir. İpek Yolu filminde bu konuda es geçilmemiş ve her ayrıntı özenli bir şekilde incelenmiş. Her anlamda mutlaka izlenmesi gereken bu İran filmi tabiri caizse karakterlerin yaşadıklarıyla insanın içini ısıtıyor.

Irene Monk

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir