“Çünkü aşk ilmi hiçbir kitapta yazmaz”
Başarılı bir medrese öğrencisi olan Seyyid Rıza, Tahran’a eğitiminin kalan son kısmını tamamlamaya gelir. Ancak bu gelişinin aşkın gerçek manasını kavramasında büyük bir adım olduğunu henüz kendiside bilmemektedir. Seyyid Rıza’nın eşinin MS hastalığına tutunması ile başlayan aşk imtihanı, görülmeye değer sahneleri peşi sıra getirecek.
Başarılı yönetmen Humayun Esediyan’ın yönetmenlik koltuğunda oturduğu filmde kendinize sıkça “sevgi neydi?” sorusunu soracaksınız. Film size bu sorunun cevabını büyük bir içtenlikle verecek ardından; sevgi “gerçek emekti”. Bu sözün bir film repliği olmaktan çıkıp adeta sizi içine çeken bir baş yapıta dönüştüğünü göreceksiniz filmde.
Dram ve romantizmin başarılı ile işlendiği filmde, Halime Saidi, Seher Devletşahi, Nigar Cevahiriyan, Cevat İzzeti ve elbette ki Behruz Şuibi gibi ünlü oyuncular yer alıyor. Zaman zaman birinin Mevlana’nın sözlerini kulağınıza fısıldadığını hissedeceksiniz bu film de. O sözleri yüreğiniz ile hissedeceksiniz.
Sevginin gücünün anlatıldığı film de ince ayrıntılar ihmal edilmemiş ve en küçük konu dahi önemsenerek anlatılmış. Seyyid Rıza’nın öğrenci yetiştirmesine yönelik gelen her teklife tevazu ile karşılık verişi bizlere ilmin kıymetini bir kez daha hatırlatıyor. İnsanın katı kurallarını sevdikleri için ufak göz yummalar ile yıkabilmesi ve ham bilginin ötesinde manayı anlayabilmesi, nakşedilen bir başka tema.
Dürüst olmak gerekirse hiçbir filmi izlemediniz diye büyük kayıplar yaşamazsınız. Hiçbir kitap okunmadı diye eksik bırakmaz insanı. Sebepler bir şekilde sizi gelir ve bulur bazen. Ancak bence bu film sevginin ne demek olduğunu hatırlamaya ihtiyacımız olan şu zamanda en çarpıcı sebeplerden biri. Tezimi hala savunarak şunu söyleyebilirim, bu filmi izlemezseniz büyük kayıplar yaşamazsınız. Ancak eğer izlerseniz size çok büyük bir kazanç olarak döneceğine eminim.
”Onun aşkının kimyasından bu kara yüzüm altın oluverdi.
Evet senin lütfunun mutluluğuyla toprak altın olur.”
İyi Seyirler Dilerim.