Allah’ın ayetleri unutulur mu? Pekiyi yasakladığı şeyler?
İnsanlar artık birçok şeyi göz ardı ediyor. Yaptıklarının sonucunu düşünmeden, en önemli meseleleri basite indirgeyerek yaşamak öylesine kabul görmüş ki küçük bir detay peşine düşüp Allah rızasını kazanmaya çalışanlara “garip” gözüyle bakılıyor. İşte onlardan biri de Sadık.
“Elma ve Selma” toplamda seksen dakikadan oluşuyor. Yönetmen koltuğundaki Habibullah Behmeni senaryo, yapımcılık ve müzik gibi pek çok konuda inisiyatifi üzerine almış. Ortaya da diyalogu az olsa da içeriği oldukça derin bir hikaye çıkmış.
Başroldeki kahramanımız Sadık bir din öğrencisidir. Ailesinin yanına gelir ve annesi ona güzel bir kız bulduğunu söyler. Bir bohça hazırlayıp eline tutuşturur. Yola çıkan Sadık başına geleceklerden habersizdir. Araç beklerken yan tarafında bulunan seyyar satıcıyı fark eder. Adam yaşlı ve tek başınadır. Bir su satın aldıktan sonra adamın davetiyle yanına oturur. Bir oğlu olduğunu öğrenir, ancak her zaman gelmemektedir. Sadık’ın amcaya sorduğu soru insanı düşüncelere sevk edecek bir cevabı içinde barındırır:
-Demek burada yalnızsın?
-Hayır değilim, birisi var ki hep benimle.
-Kim?
-Beni hiç terk etmeyen birisi.
Bu diyalog filmin özeti diyebiliriz. Allah’ın daima yanında olduğunu unutmayan kişi, hataya düşmekten imtina eder, kendini olabildiğince korur. Ancak bu her zaman mümkün olmayabilir.
Sadık yolda karşısına çıkan bir bahçeye girer. Olaylar da bundan sonra başlar. Sert bir rüzgar esmektedir ve namaz kılmak için bir elma ağacının altına seccadesini serer. Huşu ile namazını eda edip kalkmak üzereyken elma ağacından bir elma önündeki suya düşer. Kırmızı, albenisi bol bir elmadır. Bir anlık gaflet ardından gelecek vicdan azabının habercisidir. Elma’dan aldığı ısırık Sadık için azaba dönüşür. Artık tek isteği bahçe sahibini bulup, helallik istemektir.
Unutmamak gerekir ki Sadık gibi her hücresiyle Allah’ın emirlerine kendini adamış bir insan dahi zaman zaman nefsine yenik düşüp heveslerine kapılabilir. Düzeltmeyi istemek kişinin vicdanına kalmıştır.
Sadık önce bahçe sahibi sandığı bahçıvanla konuşup durumu düzeltmeye çalışır. Gerçeği öğrenince üzülse de işin peşini bırakmaya niyeti yoktur. Aldığı adres neticesinde gerçek sahibi bulmak için harekete geçer ve Selma ile de orada tanışır.
Dikkati çeken noktalardan biri Selma ile Sadık arasındaki konuşmadır. Selma tek bir elmanın önemi olmadığını söyler. Sadık ise azın çoğa götürdüğünün farkındadır.
Daha sonraki bir sahnede Selma bahçıvanın yanına gider. Yine tek bir elmanın önemli olmadığı mevzusuna girer. Bahçıvanın cevabı unutulanları hatırlatmak adına bir ders niteliğindedir:
-Ha bir elma yemişsin, ha bir bahçe. Ya da tüm ülkeyi. Haram haramdır!
Film şu ayetle başlar;
“Allah onların önce işledikleri en kötü suçları bile örtecek ve ettikleri iyiliklerin mükafatını daha da güzel bir surette verecektir. Allah kuluna kafi değil midir?”
Ve ardında düşünecek çok şey bırakarak yine aynı ayetle sona erer.
Merve Eren