Allah Yakındır

خدا نزدیک است (Hüda Nezdik Est) orijinal isimli İran filmi. Başrolde muhitin delisi Rıza (Babek Hamidiyan).

Deli diyorlar ona ama öyle değil. Rıza diğerlerine göre coşkulu yaşıyor.

Rızanın ruhu, konfora düşkünlük göstermemiş.

Çabalayarak, didinerek günlerinin içini doldurmaya çalışan bir motorsiklet taksi rıza.

Bir gün gözlerinden kalbine giden o savunmasız yolda aşk’a düşer Rıza.

Yeni köy öğretmenine daha ilk bakışta aşık olur.

Her gün, bir sonraki gün onu görecek olmanın heyecanıyla yatağına girer, onu düşünür düşünür ve düşünür.

Unutur her şeyi, onu düşünür.

Altını bir miktar çizeceğim diyaloglar dışında, tasavvufa biraz ilgi duyan herkesin izlemesi gereken bir film.

Filmin yönetmeni Ali Vezirian. Gerek senaryo, gerek oyunculuk ile göz, gönül dolduruyor.

Tabi ilgisi olanlara hitap eden bir senaryo olduğunu söylemek lazım.

Ama eğer ilginizi çekerse izlediğiniz en iyi on filmden biri olması kaçınılmaz.

Filmde Leyla ile Rıza gri bir günün ortasında ağaçların arasında otururken dingin bir diyaloğa girerler;

– ‘Yüreğim kanıyor.., ama, heyhat! Bu yaraya bir merhem yok!’

+ Hafız’ın şiiri.

– Hayır. Bu şiir Seyyid Yahya’nın. Her üzüldüğünde bunu okuyor.

+ Ben de her üzüntülü anımda bir şiir okuyorum:

“Ey, Aşk..! Ateşdir senin nesebin..;

Niteliğin dumandır, kaynağın ise rüzgar..

Su, tufâna dönüştü.. Toprak da küle..;

Senin kokunla ateş rüzgara karıştı…

Şirinsiz her saray, bi sütûn gibi viranedir..;

Ferhatsız her dağ bir saman çöpüdür rüzgarda…

Yedi nesil öteye, tüm atalarımız gâmdı..;

Bize miras kalan hep sonsuz keder oldu..

Rüzgar esince toprağımızdan senin kokun geliyor..;

Sadece sen kalacaksın, biz hepimiz gidince…”

Meyilli olanları, Bab’aziz de anlattığımız o ateşe uçan pervane/yusufçuk gibi yakacak bir sahnedir.

Leyla, bu sahneden sonra Rıza’ya ilgi duyar.

Ama ilgisi sadece merhamet içeriklidir.

Rıza’nın aşkı hala tekil, hala yanlızca kendisini bağlayan bir haldir.

Çok da önemli olmayan bir spoiler olacak ama izlemeden önemsiz olacak, gün gelip Leyla gittiğinde, bir zalime yar olduğunda Rıza kozadaki tırtıl olur. Ve o gün gelir, çıkar kozasından özgür bir kelebek gibi aşkın özüne konar.

– Nereye gidiyorsun, Rıza? Tamamen hazırlanmışsın.

+ Leyla’nın peşinden gidiyorum, Seyyid Yahya. Leyla’yı arıyorum.

– Leyla dün kendi ayağıyla sana gelmişti, sen gitmesine izin verdin.

+ Başka bir Leyla’yı arıyorum.

Kimsenin benden alıp-götüremeyeceği.

İstediğim zaman, kendisiyle konuşabileceğim, bize her şeyden daha yakın olanın..

Eğer aşık olursan, başka kimseye muhtaç olmayacağın (O Leyla’nın)..

– Allah her yerde hazırdır.

Nerede kendini O’na daha yakın hissediyorsan, ona bakmalısın.

Bir yetimle ilgilenince, ya da bir evsize barınak sağladığında, veya bir hasta ziyaretinde, ya da bir kırık kalbe merhem olurken..

+ İkisini birden sevemem. İnsan nasıl olur da Leyla’sız yaşar?

– Herkes Leyla’yı arıyor. Fakat, bazıları hata ediyor. Sadece Allah biliyor.

Ersin Harman, Elazığ Yeni Ufuk Gazetesi

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir