“Hz Muhammed(saa): Allah’ın Elçisi” filmi hakkında…

Antitez üreten, üretmek zorunda olan kaybeder, tezi olan, tezini sunan, tezini kabul ettiren kazanır.

İran İslam Cumhuriyeti, ‘Hz Muhammed (saa): Allah’ın Elçisi’ filmi ile filmi izlemeden hakaretvari eleştiri yapma aptallığında bulunan zavallıların ve çanaklarını yaladıkları ağababalarının sunamadığı, sunmaya güçlerinin yetmediği ve yetmeyeceği bir tez ile insanlığa yeni bir hizmette daha bulunmuştur.

Son söyleyeceğimi ilk söyleyeyim, film bir sevgi filmidir, yüreğinde sevgi olmayan, baştan aşağa haset, kin, nefret, düşmanlık, saldırı, yıkım duygularıyla kaplı olanlara hitap etmemektedir, o yüzden zaten onlar filmin ismini duyar duymaz gitmeyin propagandası yaptılar ama bilmeden yine İslam İnkılabı’na hizmet ettiler.

Nasıl mı?

Filmde geçen bir diyalogla cevap verelim.

Ambargo döneminde Arabistan’ın dört bir yanında para karşılığı yiyecek aramaya giden Hz.Hamza (ra) eli boş bir şekilde Hz.Ebu Talib (ra)’in huzuruna çıkınca:

-Kureyş, dört bir yana haber salmış, kimse bizim paramızı alıp bize yiyecek vermiyor dediğinde;

Hz. Ebu Talib (ra): Onlar bilmeden bizim mesajımızı ulaştırmışlar diyor.

Aynen filmi izlemeden “şia propagandası”, “İran tehlikesi” diye ağzından salya akıtarak hiç alakası olmayan yorumlarda bulunanlar gibi…

Bunların yaptıkları reklamla film ilk 3 günde yüzbinlerce insan tarafından izlenmiş ve izlenmeye de devam ediyor.

Filmi izlemeden önce, -izlemeye gitmek zorunda kaldım- zira her gören izledin mi? Peygamberimizin yüzünü mü göstermişler? Yanlış mı tanıtmışlar? Şiilik propagandası var mı? İran’ın yaptığı filmden ne hayır gelir? gibi sorularla sıkıştırıp duruyordu.

Biriyle yaşadığımız diyalogtan:

-Peygamberimizin yüzünü gösteriyorlarmış!
-Gördün mü sen?
-Yok öyle diyorlar!
-Kim diyor?
-Diyorlar işte?
-Ne diyorlar?
-Yüzü görünüyor diyorlar.
-Başka ne diyorlar?
-Çarptırmalar varmış!
-Ne gibi mesela?
-Bilmiyorum, diyorlar.
-Kim diyor?
-Diyorlar işte…

Bu noktadan sonra kısır döngü: Diyorlar işte…

Her türlü olay için geçerlidir. Bilgisiz yorum olmaz. Bu önyargıdır. Cahilliğin göstergesidir.

İzlemeden kefil oldum filme, gidelim, birlikte izleyelim bir yerinde en ufak bir gayri İslami ve insani durum var ise ilk eleştiriyi ben yapacağım, bu yanlışı yapanları kınayacağım ve karşılarında olacağım diye.

Gittik, izledim, gayet güzel ve izleyen bir çok kişinin de belirttiği gibi insan olan herkesin duygulanacağı, hüzünleneceği, mutlu olacağı, işte benim Peygamberim diyeceği bir sevgi filmi yapılmış, İnşAllah daha iyileri de yapılır.

Peygamber efendimizin doğumu sırasındaki bazı mucizeler de işlenebilirdi. Mesela;

– Kisra Sarayı’nın sütunlarının yıkılması,
– 1000 yıldır yanan ateşin sönmesi,
– Save gölünün kuruması gibi.

Bazı izleyicilerin benzeri bir eleştiri olarak bazı müzikleri ben de sevmedim. Zevkler ve renkler tartışılmaz tadındaki bu eleştiriyi de yapalım da İran filmi diye kayıtsız şartsız beğeniyor eleştirisini ortadan kaldıralım 🙂

Son olarak siyonist omurgaya indirilmiş darbelerden biri olan bu güzel çalışmayı yapan herkese teşekkür eder, böyle değerli bir çalışmaya ciddi bir bütçe ayıran İran İslam Cumhuriyeti’ne bir müslüman olarak saygılarımı sunarım. İzleyin, izlettirin…
Vesselam.

Ahmet Cevahir ÇINAR

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir