Kategori arşivi: Casilo

ANNE İÇİN BİR BEŞİK

ANNE İÇİN BİR BEŞİK – İRAN FİLMİ

Nergis, Rusya’da Rus Dili ve Edebiyatı okumuş olan bir genç kız. Okulu bittikten sonra ülkesi İran’a geri döner ve ilahiyat eğitimine devam eder. Nergis’in hayatta bir ağabeyi, bir de yaşlı annesi vardır. Kendisi Tahran’daki ilim havzalarında ilahiyat eğitimi alırken hasta ve yatalak annesine bakıcı aramaktadır. Ağabeyi ise annesiyle pek ilgilenememektedir.

Nergis’in en büyük hayali Rusya’ya geri dönüp oradaki yeni Müslüman olan öğrencilere İslam dinini tebliğ edebilmektir. Bunun için çok çalışmış, sınavlara girmiş ve en nihayetinde sınavı kazandığının haberini almıştır. Moskova Üniversitesi’ne kabul edildiğinin haberi gelmiştir. Normalde bekar bir kıza yurtdışına çalışmak için izin verilmezken Nergis’e bu izin bile verilmiştir. Geriye tek kalan şey annesinin rızasının olduğuna dair bir dilekçedir. Kalkıp gider annesini ziyarete ve görmeyi beklemediği bir manzara ile karşılaşır. Bakıcı o günün sabahında kaçmış, annesini yatağa mahkum bir şekilde yapayalnız bırakmıştır. Üstelik annesinin sırtında birçok yara oluşmuştur. Daha titiz bir şekilde bakılması gerekmektedir. Annesinin ihtiyaçlarını karşılar, yeni bir bakıcı tutar, yapması gerekenleri anlatır ve okuluna geri döner. Birkaç gün sonra o bakıcı da gider ve Nergis tekrar annesinin yanına dönmek zorunda kalır. Kendisinden başka kimse annesine onun gibi bakamamaktadır. Ağabeyinin ısrarlarına rağmen annesini huzurevine götürmeye de razı gelmez yüreği. Annesi ile İslam tebliği arasında bir seçim yapar ve kalır.

Filmin en önemli noktası İslam dininin bize dediklerini nasıl algıladığımızı yansıtan sahneleriydi. Bir başka ülkede çok sayıda öğrenciye İslam’ı tebliğ etmek önemli midir? Peki yanı başımızdaki annemizin hayır duasında olmak mı daha önemlidir? Bize verilen emeklerin karşılığını verebileceğimiz yetişkinlik günlerimizde, annelerimizin hakkını ödemek en iyisi değil midir?

İzlerken kendinizi de sorguladığınızı hissediyorsunuz. Kısa ama öz bir film. Tavsiye ederim.

Casilo

CENNETİN ÇOCUKLARI

Acı bir fakirlik hikayesi “Cennetin Çocukları”. Bir kısmımızın geçmişinden bildiği, kimimizin filmlerde, kimimizin de ancak haber bültenlerinde şahit olduğu bir fakirlik.

Ali ve Zehra birbirini çok seven, koruyan, kollayan, birbiri için yalan bile söyleyen iki kardeş. Zehra’nın biraz daha idare etsin diye tamire gönderilen yırtık pırtık ayakkabısını Ali eve getirirken, bir talihsizlik sonucu manavda kaybediyor ve eve geldiğinde sevinçle eski ayakkabısını bekleyen kız kardeşine gizlice ayakkabıyı kaybettiğini, eğer ayakkabıyı kaybettiğini söylerse babalarının parası olmadığı için çok üzüleceğini ve ikisine de kızacağını söylüyor. Ayakkabıyı bulmak için tekrar manava gidiyor ama ayakkabıyı bulamadan geri geliyor. Zehra buna ne kadar sinirlense de sesini çıkarmıyor. Ağabeyinin ısrarı üzerine onun ayakkabısı ile okula gitmeyi kabul ediyor. Anne babaya çaktırmadan, Zehra okuldan geldiğinde sokakta terlikle bekleyen Ali’yle ayakkabıları değişiyorlar ve Ali okula gidiyor, Zehra da eve dönüyor. Ayakkabı konusunda talihsizlikler sürekli birbirini kovalıyor. Zehra geç geldiği için Ali’nin okula yetişemeyip öğretmeninden azar yemeleri, Zehra’nın ayağına büyük gelen ayakkabıyı su kanalına düşürüp peşinden koşması, eski ayakkabının yeni sahibini bulup sevinmelerine karşın ayakkabıyı geri alamamaları… O kadar temiz, o kadar saf bir hikaye ki…

İran’la ilgili izlediğim ikinci film oldu, Cennetin Çocukları. İyi ki izlemişim dedim. Çocukluğumu hatırladım, ayakkabı tamir ettirmeyi hatırladım. Anne babadan korkup yapılan hatayı söyleyememeyi hatırladım. Şimdi hayatımız kolay, eskiyeni atıyor yenisini alıyoruz. Daha doğrusu böyle sanıyoruz ama bir yerlerde hala tamirci önünde zamk kokusunu içine çekerek tamir bekleyen çocuklar var. İzleyen kimsenin pişman olmayacağını düşündüğüm bir film. İzleyin siz de benim gibi içinizin ısındığını hissedeceksiniz.

Çocuk masumiyetimizi hiç kaybetmemek dileğiyle. İyi seyirler dilerim.

Casilo