Kategori arşivi: Evde Yokuz

evdeyohuz rumuzlu tumblr yazarı arkadaşımızdan paylaşımlar

Lantouri [2016]

Lantouri [2016]

Bir İran filmi ve ne ile karşılaşacağımı bilmeden izledim. Çünkü tanıtım yazısında sadece bir adam hastalık derecesinde bir kıza aşık olur ve sonra olaylar gelişir gibi bir şey diyordu. Ama izledikçe olayın sadece bundan ibaret olmadığı anlaşılıyor. Filmin başında anlatılacak olayla ilgili birinin röportaj yaptığı görülüyor. Olay ile ilgili olan kişilerle konuşup fotoğraflarını çekiyorlar. Sürekli gelen deklanşör sesi başta insanın sinirini bozuyor ama sonra azalıyor şükür. Ama bir yandan da doğru bir anlatım şekli, çünkü kim olsa her ayrıntıyı çekerdi ve izlerken sinirimi bozsa da yönetmenin bunu göstermesi mantıklı geldi bana.

Olay bir suç çetesini anlatıyordu ve onlarında başına bak bu geldi, o yüzden böyleler tarzında başladı. Artık klişeleşti bu hikâyeler derken bir anda kadına şiddete döndü hikâye. Çete üyelerinden birinin saplantılı aşkı ve bundan kurtulmak için uğraşan gazeteci bir kadın. Kadın dişli biri ve işinden başka bir şey düşünmeyen ve boyun eğmeyen gazetecilerden. Ağır suçlu insanların bir anlık dehşete kapılıp bunu yaptığını düşünmüyor, hasta olduklarını kabul ediyor. Onları idamdan kurtarmak için de gidip mağdurların ailelerine yalvarıyor resmen suçlamayı çeksinler diye. Ama bir gün aynı şeyi kendisi de yaşıyor ve affetmek bakalım onun için kolay olacak mı? Filmin sonunda kadının verdiği kararı veremezdim ben. İran’daki Kısas cezası bazen gerekli olabiliyor bence.

Film güzel ve izlenilebilir bir film.

evde yohuz

Ötekinin Babası

ÖTEKİNİN BABASI (2015) İran Filmi

6 yaşındaki Şahap okul çağı gelmesine rağmen hala konuşamamaktadır. Ailesi bu durumda ne yapacağını bilemez. Okullar da onu kabul etmediği için üzülmektedirler. Özel bir okula götürmesini söylerler ama aile çocuklarının hasta olma ihtimalini kabul etmez. Şahap ise bu durumu yüzünden ona laf eden yada karışan olursa mutlaka bir karşılık verir. İnsanlara zarar vermesi babasını rahatsız eder ve onu doktora götürmek ister. Ama anne durumu kabullenemez ve sürekli karşı çıkar. Konuşmaması sürekli başına dert olan Şahap, sırf ailesine küstü diye konuşmamakta diretmeye devam eder.

Murmulek

01

Ülkemizde de dizisi yapılan malum Kertenkele filmi kendisi. Tabii bizde dizi tutunca almış yürümüş, çok başka yerlere kaymış konu. Şöyle bir baktım filmi izleyince alakası yok. Çıkış noktası ve şuan ki hali ancak bu kadar sapıtabilir bir hikayenin. Neyse gelelim filmimize..

Film gayet güzel bir yapım ve oldukça anlamlı. Bir hırsızın içindeki ufacık bir vicdan kıpırtısının bile ona nasıl güzel döndüğünü harika anlatmışlar. Üstelik bir İran filmi izleyip ciğerimin dağlanmaması da ayrıca hoştu. Malum genelde ağlatırlar insanı. Yalnız filmin sonundaki kadının tövbe etmesi olayı biraz abartılmıştı. Bir anda kendinden geçmesi falan absürt bir haldeydi. Onun haricinde hem güldüren, hem de etkili bir yapım olmuş. Bence izlemelisiniz.

02

Filmin Konusu;

Rıza hırsızlıktan hapse girer ve hapishane müdürünün uyguladığı sistemden bunalmıştır. İntihar etmeye karar verir ama koğuş arkadaşı ona engel olmaya çalışır. Bu sırada yaralanıp hasteneye yatırılır. Oda arkadaşı bir molladır ve arada ona takılır. Doktor taburcu olup hapishaneye geri gönderileceğini söyleyince mollanın kıyafetleri ile kaçar. Bir arkadaşı ona pasaport ayarlar ve pasaportu alıp kaçmak için yola çıkar. Trende tanıştığı insanlara yeni atanan imam olduğunu söyleyince herkes tarafından sahiplenir. Uzun süredir beklenen biri olduğu için herkes merakla onu izler. Rıza ne zaman pasaportunu alabilmek için bir işe kalkışsa herkes tarafından sürekli yanlış anlaşılır. Bir türlü kaçamaz ve gitgide sevilen bir imam halini alır.

03

Evde Yohuz

Yağmur

BARAN (2001)

01

En sevdiğim İranlı yönetmenlerden biri olan Majid Majidi‘den harika bir film daha. Bu kez ağlatmıyor belki ama aşkın en saf haliyle göz dolduruyor. Aşık karakterimiz Latif film boyunca her duyguyu yaşıyor ve bize de sonuna kadar hissettiriyor. Kızgınken kimseyi tanımıyor, dürüstçe ağzına geleni söylüyor, hırsından önüne geleni yıkıp geçiyor. Ama aşık olunca, işte o zaman şefkati de gözler önüne seriyor. Sevdiği için hem de onun haberi olmadan elinden geleni yapıyor. Yeter ki o üzülmesin, o yorulmasın, acı çekmesin diye deli gibi uğraşıyor. Baran ise film boyunca tek bir kelime bile etmeden her şeyin farkında ama yine de her karşılaştıklarında daha bir şaşkınlıkla izliyor Latif’in yaptıklarını. Biraz da bu yüzden güzel aralarındaki ilişki. Latif sesini bir kez bile duymadığı sevdiği için elinden geleni yapıyor, hiçbir karşılık beklemeden. Baran ise elinden geldiğince karşılık verebiliyor; en fazla çalıştığı yere bıraktığı bir bardak çay ve iki şekerle…

Harika karelerle muhteşem bir film olmuş. İran’da kalmak zorunda kalan mülteci Afganların halini de bu harika aşk filmine dahil eden yönetmeni tekrar tebrik etmemek elde değil. Her bir karesini tek tek anlatmak istiyorum ama daha fazla da bozmayayım büyüsünü. Kesinlikle kaçırılmaması gereken bir film, şiddetle tavsiye ederim.

02

Filmin Konusu;

Latif İran’da bir inşaatta çalışan işçilerin çay ve yemek işleriyle ilgilenen bir gençtir. Babası inşaatta çalışırken ayağı kırılan Rahmet, onun yerine çalışmak üzere gelir. Kız olduğunu gizlemeye uğraşır ama işin ağır koşulları onu zorlar. Sonunda başlarındaki ustabaşı Latif ile yer değiştirmelerini söyler. İşçiler hallerinden memnundur çünkü artık adam gibi çay içmektedirler. Ama Latif rahat işinden olduğu için ona kızgındır. Yaptığı işi zorlaştırmak ve onu yıldırmak için elinden geleni yapar. Sonunda sırrını öğrenince de bu kez onun hayatını güzelleştirmek için uğraşır. Aşık bir genç olarak sevdiğinin karşısına çıkan her türlü zorlukla kendisi uğraşıyor, hem de hiç haberi olmadan.

03

evdeyohuz

Cennetin Çocukları

CENNETİN ÇOCUKLARI [1997]

01

Ayrılık filmi Oscar aldıktan sonra, dikkatimi çekmeye başlayan İran filmlerinin keşke daha önce farkına varsaymışım deyip duruyorum. İran Sinemasının gerçekten çok güzel bir yapımı olan Cennetin Çocukları filmini izledikten sonra bu pişmanlığım daha da arttı. Mümkünse izleyin, izlettirin diyorum o kadar güzel bir film. Filmin her sahnesinde gözlerim acayip doldu, ağlamamak için çok zor tuttum kendimi. Tabii bunda çocuk oyuncuların başarısı da var, acayip başarılıydı iki velet de.

Ali adındaki bir çocuk kız kardeşi Zehra’nın ayakkabılarını tamir ettirdikten sonra alışveriş sırasında kaybeder. Kızkardeşine söyler ama anne ve babasına söylememesi için de onu tembihler, çünkü hem kızmalarından korkar hem de yoksul oldukları için yeni bir ayakkabı almalarına imkan yoktur. Bu yüzden sabah Zehra okula giderken ayakkabıları giyer ve okul çıkışı koşarak abisiyle buluşur bir köşede, ayakkabı ile terlikleri değiştirirler ve öğleden sonra abisi gider okula ayakkabılarla. Hiç kimseye özellikle ailelerine belli etmeden bu şekilde okula gidip gelmeye çalışırlar ama Ali bu yüzden hep okula geç kalır. Ayakkabıları bulduklarında alan kişiden istemeye gittiklerindeki halleri müthişti. Beni en çok etkileyen sahnelerden biri de şahsen koşu yarışmasına katılan Ali’nin üçüncü gelene verilen ayakkabı için yarışması ve birinci olmasın diye çocuklara yol vermesi. Sonunda elinde olmadan birinci olması ve buna üzülmesi beni çok etkiledi. İran Filmlerinin bir özelliği olan ucunu açık bırakma bu filmde de var. Filmin sonunu söylemeyeyim ama çocukların yüzünü görmek isterdim şahsen olacak olayda diyelim.

02

evdeyohuz

Şşş! Kızlar Bağırmaz!

ŞŞŞ! KIZLAR BAĞIRMAZ!

01

Bu İran filmlerini ne zaman izlesem böyle bir öküz oturuyor resmen böğrüme. Ekranın başında öylece kalıyorum, öyle vurucu etkileri var ki offf yani. Bu filmin sırf adına bile baktığınız da hemen anlıyorsunuz konuyu zaten. Ne yazık ki bizim ülkemizde de görülen ama ses çıkartmakta zorlanılan Pedofili..

Ailelerin çoğu zaman anlamadığı, anlasa bile aman rezil oluruz deyip sesini çıkartmadığı çocuklara karşı yaşanan taciz olayları maalesef iç acıta acıta anlatılmış. Rahatsız edici sahneler yok ama yönetmen izleyiciye bırakmış olsa da anlatılanlar can yakıyor tabii. Bir çocuğun zaten küçükken yaşadığı olaylar karakterini oluşturur. Bir de böyle ağır bir şeyse yaşanan tabii ki tüm hayatını etkiler. Şirin karakteri de hayatın boyunca kaçmaya çalıştığı bu duruma sonunda düğün gününde karşılaştığı bir olayla tepki veriyor. Tabii gene o muazzam soru ortaya çıkıyor, öldürdüğün kişi suçlu olsa bile onun cezasını sen vereceksen mahkemeler niye var? Vallahi konu ve olaylar ortada, kaldırabilirim diyen izlesin zira etkileyici bir film.

02

Filmin Konusu ;

Şirin düğün gününde fotoğraf çekimi için nişanlısı ile beraberdir. Dışarıda da çekim yapmak isterler ve nişanlısı ve fotoğrafçı onu kapıda beklerler. Şirin üstü başı kanlar içinde dışarı çıkar. Fotoğrafçının bulunduğu binanın kapıcısını öldürmüştür. Adamı tanımadığı ortaya çıkar ama Şirin konuşmadığı için sebebi bir türlü anlaşılmaz. Nişanlısı onu çok iyi tanıdığını, böyle bir şey yapamayacağını söyler. Ama karakolda Şirin’in daha önce iki kez nişanlandığını, intihar ettiğini ve akıl hastanesinde yattığını öğrenir. Duydukları karşısında çok sinirlenir ve Şirin’e kızar.

Şirin’in ailesi tanınmış bir avukat bulur ve kızının ifade vermesi için ikna etmesini ister. Avukat Şirin’e ailesinin daha önce akıl hastanesinde yattığı için akli dengesi yerinde değil raporu alacağını söyler. Şirin de ben deli değilim deyip sebepleri ile birlikte cinayetin neden işlediğini anlatmaya başlar. Ortaya başka suçlar ve suçlular çıktıkça olay iyice aydınlanır.

03

evdeyohuz

Rüzgar Bizi Sürükleyecek

Rüzgar Bizi Sürükleyecek – İran Filmi

01

Dünya sinemasından olabildiğince film izlemeye çalışıyorum ve İran’dan daha çok Asğar Ferhadi filmi izledim. Bu kez diğer bir ünlü yönetmenleri Abbas Kiarüstemi filmlerine göz atmaya karar verdim.

Adını Furuğ Ferruhzad’ın şiiri ‘bad ma ara khahad bord’ dan alan güzel bir İran filmi ile başladım. Film yönetmen Behzad’ın bir köyde ölmek üzere olan kadının cenazesini görüntülemek üzere gelmesiyle başlıyor. Ona yardımcı olan çocuğun her gün ağzını arar kadının durumu hakkında. Telefon çekmediği için her gün bir tepe gütmek zorunda kalır. Bu sırada köylülerin hayatlarına da dahil olur. Film de harika görüntüler, diyaloglar ve şiirlere yer verilmiş; tavsiye ederim.

02

Behzad – Şimdiye kadar kahveci bir kadın görmemiştim.
Taçdevlet – Sen gökten mi düştün?
Behzad – Efendim?
Taçdevlet – Sen gökten mi düştün diyorum. Babanın önüne çayı kim koyuyor?
Behzad – Annem tabii ki..
Taçdevlet – O halde neden, şimdiye kadar kahveci kadın görmedim, diyorsun.. Bütün kadınlar bir tür kahveci sayılır işte. Üç iş birden yaparlar. Gündüzleri işçidirler, akşamları kahveci, geceleri ikisi birden.

03

evdeyohuz

Geçmiş

Le Passe (2013) – Asğar Ferhadi

01

İranlı yönetmen Asğar Ferhadi‘nin yeni filmi ‘Geçmiş’ önceki filmi ‘Bir Ayrıık’ daki gibi yine bir boşanma hikayesi anlatıyor. Basit bir hikaye gibi duruyor ama Ferhadi bunu öyle bir sunuyor ki hayran olmamak elde değil.

Kendisini 4 sene önce terk edip giden kocasını boşanmak için İran’dan Fransa’ya çağıran bir kadın. Yeni bir koca adayı var ama onun da intihar etmiş ve komada olan bir eşi var. İsyankar bir kız çocuğu ve onun durulmasını sağlayabilecek tek kişi İran’dan gelen üvey baba. Aslında eski eş biraz da bu yüzden çağırılmış gibi, sanki hikayedeki ara bulucu. Hikaye yasak bir aşkın yol açabileceği şeylerin bir anda herkesçe ortaya serilmesi sonrası yaşanan hesaplaşma. Tek suçlu kadın gibi gösterilse de temelde yatanın aslında o olmadığı film ilerledikçe anlaşılıyor. Tabii nedense o duygu tam verilememiş. Halbuki her iki erkeğinde pişmanlık duydukları şeyler var. Tabii bu arada çocukların neler hissettiği de ustaca sergilenmiş.

Asğar Ferhadi’nin en iyi yaptığı şeylerden biri de verdiği bilgiyi unutmamıza asla izin vermemesi. Aslında bize ipucu veriyor gibi ama onu öyle bir gizliyor ki anlamak çok zor. Ve tabii ki bir klasik olarak, hep merak unsuru bırakır malum. Bu huyundan gene vazgeçmemiş ve bizi şaşırtmıyor. Yine; neden, niye, ne olacak ki acaba; gibi sorularla bizi yalnız bırakıyor filmin sonunda. Mutlaka izlenmesi gereken bir film.

02

evdeyohuz