Tales [2014]

Senaryo ve yönetmenliğini ünlü Müslüman kadın yönetmen Rahşan Beni-İtimad’ın üstlendiği İran yapımı film قصه‌ها Gısseha (KıssalarHikayelerMasallar) (2014) aslında birbirleri ile uzaktan da olsa ilintili hikayeleri işlemekte..

FİLMİN KONUSU:

Elinde kamera, farkındalık oluşturmak için bir belgesel çekmek isteyen yönetmen, insanların hikaye ve sorunlarını dinlemekte, onları filme almaktadır. Bu amaçla yola çıktığında konuşkan taksi şoförünü dinlemek zorunda kalır ve aslında işine başlamış olur.

KARANLIK GEÇMİŞİ OLAN BİR ŞOFÖR

Yurtdışına çıkarma vaadiyle kandırılan Abbas dolandırılmış, daha sonra borçlarını temizlemek için kaçakçılık işlerine bulaşmış, onu da yüzüne gözüne bulaştırmıştır. Şimdi alıcılarından kaçarak yaşamakta ve taksi şoförlüğü yapmaktadır..

ESKİ BİR KOMŞU, ŞİMDİ FAHİŞE

Abbas’ın taksisine tanıdık bir kadın biner. Çocukken adı gibi Masum olan bu kadın; ağabeysinin iftiraları yüzünden evden kaçmış ve kötü yola düşmüştür. Abbas’ı dinleyince hüzünlenerek masum olduğu o zamanları hatırlar.

ÇOCUKLARI İÇİN ÇIRPINAN YAŞLI BİR DUL KADIN

Tuba Hanım, başları derde girmiş iki oğlu için çabalayıp durmaktadır. Hem uyuşturucu kaçakçılığı yapmış Abbas’ı, hem de siyasi suçlu olan diğer oğlunu kurtarmak isteyen, Tuba Hanım zor zamanlar geçirmektedir.

BİR ÖMÜR ŞEREFLE HİZMETİN ARDINDAN GÖRÜLEN SAYGISIZLIK

Eski Bütçe Planlama departmanında yıllarca emek vermiş ve vatan ve milletine hizmet etmiş olan Muhammed Cevad, şimdi, sosyal sigortanın ödemeyi reddettiği ameliyatın acil olduğunu ve bu yüzden en yakın özel hastanede yapıldığını isbat etmek için sözünün yetmeyişine inanamaz. “Her küstaha sözümü ispat etmek için pantolonumu indirip ameliyat yerini mi göstereyim?” diye eseflenir.

İŞİNİ YAPMAYAN MASA BAŞI MEMURLARI

Günlük yaşamımızda hep karşılaştığımız bu tipler; hayatın içinden olan İran sinemasında tabi ki yerini bulacak, resmedilecektir. Ghesse-ha filmindeki işini yapmayan memur, okey oynamak ile değil de; hem eşini hem de metresini idare etmekle meşgul olan bir puşttur.

ÇIKMAZ İÇİNDE KALAN ZENGİN ÇOCUKLARI

Metro yolculuğu sahnesinde karşımıza çıkan iki genç; zengin bir babanın şımarık çocuklarıdır. Hayatlarında verdikleri yanlış kararlar (yanlış eş seçimi veya işyeri batırmaları) yüzünden sorun yaşayan abla ve kardeş; babalarının neden kendi arkalarında durmadığını sorgularlar ve çareyi kaçırılma numarası yaparak babalarından fidye almakta bulurlar.

CEPHEDE GÖREV YAPMIŞ GAZİ BİR DOKTOR

Sonraki sahnede karşımıza bir doktor çıkıyor. Hem savaş hem de barış zamanında kendini insanların hizmetine adamış bir doktor. Mukaddes savunma savaşında kolunu kaybeden Dr. Debiri, şimdi de gönüllü olarak bir rehabilitasyon merkezinde, madde bağımlısı kızlara ruhsal tedavi vermektedir.

MADDE BAĞIMLISI EŞİNDEN SÜREKLİ ŞİDDET GÖREN CEFAKÂR KADIN

Nergis, uyuşturucu bağımlısı kocasından sürekli şiddet gören bir kadındır. Son olarak kocası, yüzüne kaynar su atmış ve onu hastanelik etmiştir. Hapse atılmaması için kocasını şikayet etmez ve tüp patlamasında yüzünün yandığını söyler polise. Kocasına da bunu yaptığı takdirde bir rehabilitasyon merkezine gidip tedavi görmesini şart koşar.

FABRİKADAN ÇIKARILAN VE MAAŞI VERİLMEYEN İŞÇİLER

Gerek İslami İran’a uygulanan uluslararası yaptırımlarla beraber gelen ekonomik sıkıntı, gerekse yanlış yönetim ve el değiştirmenin sonucunda, bir fabrika çoğu işçiye artık istihdam sağlayamamaktadır. Fabrikanın yeni sahipleri de çıkarılan işçilere tazminat ve eski maaşlarını ödemeyince işçiler protesto için fabrika önüne gider ancak fabrikanın güvenlik görevlileri ile sorun yaşarlar. İşçilerin tek istedikleri medyanın kendi sorunlarını duyurması ve yetkililerin olaya el atmasıdır.

ESKİ KOCADAN GELEN MEKTUP

Nober Kurdani Hanım, daha önce muta nikahı ile evlilik yaşamış bir kadındır. Kocası Haci Bey sekte geçirince, sağlık sorunlarını bahane eden üvey kızları, babalarını yurt dışına göndermiş ve nikahın tazelenmesine vaya daimiye çevrilmesine mani olmuşlardır. Sonraları Rıza Bey, kendisine talip olur ve evlenir. 10 yıllık cefalı ama vefalı ve mutlu evlilik, çoluk-çocuk ile de süslenmiştir lakin tüm bu düzenleri eski kocadan gelen mektup ile bir anlığına değişir.

ÇARESİZ KIZLARA YARDIMA KOŞAN BİR KADIN

Sara Hanım, uyuşturucu bağımlıları, aids hastalıkları ve diğer sorunlarla karşı karşıya gelen genç kızların yardımına koşup rehabilitasyon merkezinde gönüllü olarak çalışmaktadır.

GERÇEĞİ BİLEN BİR AŞIK

Hamit Bey, mühendislik okurken üniversiteden atılmış bir gençtir. Şimdi ise çocuklara özel ders veren bir öğretmen ve aynı zamanda rehabilitasyon merkezi için çalışan bir servis şoförüdür. Sara Hanım’a aşık olan Hamit Bey, ona bir durup etrafına (ve kendisine) bakmasını söyler. Çünkü, onun insanlara yardım için koşuşurken kendisi ve hayatı ile ilgilenmediğini düşünür. Sevgisini belli eden Hamit Bey reddedilir. Ancak reddedilişinin sebebi kendisi değildir. Sara Hanım, AIDS hastası olduğu için Hamit Bey ile evlilik ve mutlu bir gelecek hayali kuramaz. İşin ilginç tarafı, Sara Hanım hastalığını kimseye söylemese de Hamit Bey bunu bilmekte ve yine de sevgisinden vazgeçmemektedir.

AZİM VE KARARLI BİR YÖNETMEN

Tales (2014) filminin (metro sahnesi hariç) her sahnesinde karşımıza çıkan belgesel yönetmeni; kamerasını halkın sorunlarına çevirmektedir. Bu bağlamda bazı sorunlar ile karşılaşsa da film çekimini bırakmayacağını söyler. Çünkü, ne de olsa çekilen filmler çekmecede saklı kalmayacak, muhakkak birileri tarafından bir yerlerde izlenecektir.

SONUÇ OLARAK…

Masallar (2014) kamerasını halkların ortak sorunlarına yönelten, geçim sıkıntısı, işsizlik, torpil, uyuşturucu bağımlılığı gibi… türlü türlü sorunlara el atan harika bir dram filmi.

Film rehabilitasyon merkezi etrafında döndüğü için uyuşturucu bağımlılığı üzerinde biraz fazlaca durulmuş ve durumlar abartılı-aşırı olmuş ancak yine de sahne arası geçişler ile toplumun karşılaştığı çoğu diğer sorun da dile getirilmiştir ki böylece inşallah İran’daki İslami yönetim bu sorunların çözümünde daha etkili yöntemler arayışına geçsin ve bulabilsin.

KÜÇÜK BİR NOT:

“İran’daki İslam Cumhuriyeti yönetimi sinemacılara baskı yapıyor, film çekiminde sansür uyguluyor” diye iddiada bulunanlara cevap niteliğinde güzel bir filmdir, Masallar (2014).

Sinemada özgürlüğe sahip oldunduğu söylenen ülkemizde, bu filmin gösterdiği sorunların onda biri bir sinema filminde gösterilebilir mi? Hiç sanmıyorum.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir