Etiket arşivi: Nefes

Nefes

Belki insanı pür-dikkat ekran başına bağlayanlardan değil ama filmin sonuyla üzerinde uzun uzun düşündüren bir başyapıt Nefes filmi.

Tavsiye üzerine dün gece izledim ve çok sevdim.

Özellikle küçük kızın oyunculuğuna hayran kalınmayacak gibi değil.

Diğer İran filmlerine nazaran sonu çok açık ve de net biten bir film olmuş, öyley miydi böyle miydi demeyeceksiniz.

Nefes Filminin Konusu:

70li yıllardayız, 1975 üstü çünkü filmde boyuna Sholay filminin şarkıları geçiyordu.

Bahar 3 kardeşi, öz olmayan yaşlı bir babaannesi ve astım hastası olan babasıyla şehire çok uzak bir yerde yaşamaktadır.

Sebebiyse babasının hastalığıdır.

Bahar’ın en büyük hayali doktor olup babasını tedavi edebilmek, bir de televizyona gönderdiği resminin yayınlanması.

Bahar çok zeki, meraklı, hayal dünyası çok geniş, hafif de pasaklı olan bir kızdır.

Filmde bütün olayları Bahar’ın ağzından dinleyip onun gözleriyle izliyoruz.

Tertemiz, masum düşünceleri, üzüntü ve sevinçleriyle her konuya el atılmış.

Özellikle Saddam’ın insanlara neler yaptığını Bahar’ın ağzından dinlemek beni çok etkiledi.

O dönem İran’da çocuk olmak çok zor gibi görünse de Bahar’ın güzelliği filmi izlerken insana tebessüm ettiriyor.

Diğer karakterler de ilginçti;

Babaannenin ne olduğunu tam çözemedim.

Her fırsatta çocuk dövme merakını giderse de iş ciddiye binince çocuklar için canını verecek oluyordu, değisik insan.

Babayı sevdim, bundan daha iyi baba olabilecek olan biri va mıi bilemiyeceğim.

Benim kafadandı.

Yeh dosti dinleyip dinleyip çığırıyordu.

Hey gidi günler daha Amitabh siyonist olmazdan önceki zamanı anlattığından film, o sahneler şirin gelmişti.

Ayrıca bir sahnede Nergisler Mother India izliyolardı.

Neyse onu geçelim.

Çok duygulu, anlamlı, şirin anlatımlı, bütün acılara rağmen çok tatlı bir film Nefes.

İran filmi severler mutlaka izlemeli.

Zati bu saatten sonra ağırlığım bu filmlere yönelik olacak.

Madem film izliyoruz, bari izlerken kimseye kötülük etmeyelim.

Arzu Akay

Nefes

Nergis Abyar’nin yönetmenliğini üstlendiği bu film her şeye rağmen mutlu olmak ve hayata umutla bağlanmanın ne demek olduğunu bizleri derinden etkileyerek öğretiyor. 70’lerin İran’ı hakkında bizi büyük ölçüde bilgilendiren Nefes dört küçük kardeş Bahar, Meryem, Nedim ve Kemal’in, astım hastası babaları Gaffur’un ve onun üvey annesi babaannelerinin yaşam öyküsünü tüm gerçekliğiyle bizlere sunuyor. Anneleri vefat etmiş bu dört küçüğün kendileri kadar küçük hayatları ve mutlulukları insana şükretmeyi öğretecek cinsten.

Asıl karakterimiz ve aynı zamanda filmdeki iç sesimiz olan Bahar’ın en iyi arkadaşları hayalleri. Bunlara bazen bir duvara çizdiği resimler bazen de dayısından aşırdığı kitaplar eşlik ediyor. Hayal dünyasında olduğu kadar okulda da başarılı olan Bahar’ın mütevazılığı yürek burkacak cinsten. En büyük hayali ise doktor olup babası gibi olan tüm astım hastalarını iyileştirmek olan Bahar’ın, bu hayali uğruna yapamayacağı hiçbir şey olmadığını görüyoruz. Bunların arasında saçlarını her gün taramak bile var.

Oscar ödüllerinde İran Sinemasını temsil edecek olan Nefes filmi, izleyicileri en kuytu köşelerdeki duygularıyla baş başa bırakıyor. Topraklarındaki karışıklıklara ve yokluklara rağmen bir insan nasıl bir hayat sürer işte bunun cevabını bu iki saatte bulabiliyoruz. Gerçek manada yüreğinize dokunacak bu film içimizdeki hırsımızı bir kenara bırakmamız için bir fırsat belki de. Dünya malı için savaştığımız onca zamanı birbirimizi anlayarak geçirsek belki de hiçbir zaman Bahar’lar böyle hayatlar sürmeyecek.

Elif Sena