Nefes

Nergis Abyar’nin yönetmenliğini üstlendiği bu film her şeye rağmen mutlu olmak ve hayata umutla bağlanmanın ne demek olduğunu bizleri derinden etkileyerek öğretiyor. 70’lerin İran’ı hakkında bizi büyük ölçüde bilgilendiren Nefes dört küçük kardeş Bahar, Meryem, Nedim ve Kemal’in, astım hastası babaları Gaffur’un ve onun üvey annesi babaannelerinin yaşam öyküsünü tüm gerçekliğiyle bizlere sunuyor. Anneleri vefat etmiş bu dört küçüğün kendileri kadar küçük hayatları ve mutlulukları insana şükretmeyi öğretecek cinsten.

Asıl karakterimiz ve aynı zamanda filmdeki iç sesimiz olan Bahar’ın en iyi arkadaşları hayalleri. Bunlara bazen bir duvara çizdiği resimler bazen de dayısından aşırdığı kitaplar eşlik ediyor. Hayal dünyasında olduğu kadar okulda da başarılı olan Bahar’ın mütevazılığı yürek burkacak cinsten. En büyük hayali ise doktor olup babası gibi olan tüm astım hastalarını iyileştirmek olan Bahar’ın, bu hayali uğruna yapamayacağı hiçbir şey olmadığını görüyoruz. Bunların arasında saçlarını her gün taramak bile var.

Oscar ödüllerinde İran Sinemasını temsil edecek olan Nefes filmi, izleyicileri en kuytu köşelerdeki duygularıyla baş başa bırakıyor. Topraklarındaki karışıklıklara ve yokluklara rağmen bir insan nasıl bir hayat sürer işte bunun cevabını bu iki saatte bulabiliyoruz. Gerçek manada yüreğinize dokunacak bu film içimizdeki hırsımızı bir kenara bırakmamız için bir fırsat belki de. Dünya malı için savaştığımız onca zamanı birbirimizi anlayarak geçirsek belki de hiçbir zaman Bahar’lar böyle hayatlar sürmeyecek.

Elif Sena

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir