Beynim, kalbim ve ben İran filmi izleyeceğimiz vakit çok da kasmayız; nitekim İran filmidir, yani öyle “ay mutlu bitsin ya!” gibi bir beklentiye girmez, sonunun mutsuz veya ucunun açık olduğunu bilir, oturur adam gibi dümdüz izleriz. Lakin bu kez öyle olmadı. Bkz: Şşş! Kızlar Bağırmaz!
Yine yürek deşen bir İran filmi. Bu kez “Allah’ım ne olur bu sefer…” dedim durdum. Sonu mu? Bilmem şimdi size ne desem? Ne desem spoiler olacağım; en iyisi mi sonundan değil kendisinden bahsedeyim.
Bilmem filmin isminden bir şeyler çıkarabildiniz mi? Malesef bende hiç o önceden tahmin etmeli film zekası yok. Hoş, şikayetçi de değilim, nitekim böyle daha zevkli oluyor. (Son ana değin ümit var olduğumdan mıdır, gerçekleri kabul etmek istemediğimden midir bilmem.) Evet sizlerin anladığınız ya da şu an itibari ile anlayacağınız üzere, filmin konusu cinsel istismar. “Çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin” diyorlar ya hani uzmanlar, işte tam bunun üzerine. Bu olayların her gün bir yerlerde yaşanıyor olması mı daha acı. Bu itibar, “elalem ne de der” mevzusu yüzünden yaşananların saklanması mı bilemedim ama o adamı kısas ile astılar ya içim soğudu cidden! Ne de güzel astılar.
Kanımca avukatın yaptığı son savunmada toplumun ve ailelerin dolaylı yoldan bu suça ortak olduklarını söylemesi filmin varoluş sebebini tam anlamıyla açıklıyordu. “Gerçek suçlu/suçlular kimdi?”
Oyunculuklar, senaryo muazzam. Zaten kendisi birçok ödülün sahibi olan Puran Dırahşende yapımı “Şşş! Kızlar Bağırmaz!“ı izlerken bir an sıkılmıyorsunuz. “İran filmi sevmem” demeyin, bu farklı, izleyin.
Filmi kısaca özetleyecek olursak:
Şirin birkaç saat sonra evlenecektir, düğün fotoğrafları çekilirken bir aksilik yüzünden oradan ayrılır, döndüğünde elleri ve gelinliği kanlar içindedir, o bir adamı öldürmüştür. Bu suçun sebebi, Şirin’in kâbus dolu çocukluğunda gizlidir. Sır düğümleri bir bir çözülür ve asıl soru ortaya çıkar: “Gerçek Suçlu Kimdir?”
Selamlar benden.
bir tutam anı