Allah Yakındır

Allah Yakındır – İran Filmi

Tertemiz kocaman bir yüreği var Rıza’nın. Bu dünya için fazla hassas kalbinin, zamanın bir diliminde fena incineceğini hissederek izliyorsunuz filmi.

Rıza motorsiklet taksiciliği yapmaktadır. Taşıdığı insanlardan biri olan köyün yeni muallimine aşık olur. Kendi büyük aklı küçük kalan Rıza’yı bu aşk pişirecek, olgunlaştıracaktır.

Öğretmenin medresede ilk dersi Ab’dır. Aslında Ab-ı hayat dersini alır Rıza da bu aşkla. Bir damla su ister aşk ile yanan gönlüne, Allah ise ona yağmur yağdırır.

Önce bir maşukta tecelli eden aşk onu İlahi olana götürür. Rıza’nın yolculuğu meczup iken Mecnun’a, Leyla’dan Mevla’ya süren kadim bir yolculuktur.

MaFiHayal

Bir Ayrılık

Bir Ayrılık – İran Filmi

Kim haklı, kim haksız? Doğru ve yanlış hangisi?.. ve benzeri birçok sorunun cevabını bulamıyoruz yine bir Asghar Farhadi filminde. Aslında bu sorular için bir cevapta aramıyoruz çünkü her karakter kendi açısından haklı ve diğerinin bakış açısı ile ise tamamen haksız.

Kocaman bir belirsizlik beliriyor hikayede aniden. Ve biz bu belirsizlik karşısında hikayedeki tüm karakterlerin değişimini ve asıllarının ortaya çıkışını seyrediyoruz.

Filmde İran’da kadınların konumu, sınıf mücadelesi ve benzeri birçok sosyolojik ve politik eleştiriler mevcut. Örneğin Raziye’nin evinin Nadir’in evine çok uzak olması ile sınıf farklılığına derin bir gönderme yapılıyor. Yine Raziye’nin Alzheimer hastası babayı yıkayabilmek için fetva istemesi. Eşinin izin vermeyeceğini bildiği için çalıştığını eşinden gizlemesi özellikle alt gelir sınıfı kadınları üzerindeki baskıyı anlatıyor. Fakat tüm sosyo-politik koşullardan ve modernleşme yorumlarından bağımsız olarak benim filmi izlerken baştan sona hissettiğim derin bir “vicdan muhasebesi”.

Prensiplerinden asla taviz vermeyen inatçı bir adamın, evladı için daha iyisini isteyen bir annenin, borç içindeki eşine destek olmak isteyen bir kadının kendi açılarından haklı kavgaları hikayeyi bir drama dönüştürüyor. Bu dramın ortasına ise anne ve babası arasında seçim yapmak zorunda kalan 11 yaşındaki Termeh bırakılıyor. Termeh ile birlikte sanki bizde bir seçim yapmak zorunda bırakılıyoruz. Ve kimi seçersek seçelim bu vicdan muhasebesinde , vicdanımız hiç rahatlamıyor.

MaFiHayal

Elly Hakkında

‘Besser ein ende mit schrecken als ein schrecken ohne ende’

‘Acı bir son, sonsuz bir acıdan daha iyidir.’

Aslında film yukarıdaki bu cümleyi bir hikayeye dönüştürmüş ve bize anlatmak istiyor gibi.

Eğlenceli bir tatil yolculuğu ile açılıyor sahne, mutlu çiftler ve çocuklar, güzel bir arkadaşlık hikayesi anlatacak bize diye beklerken olaylar hiçte öyle gelişmiyor.

Filmin karakterleri günlük hayatta karşılaşabileceğimiz sıradan insanlar. Bu sıradan insanlar bir belirsizlik durumu ile karşı karşıya kalıyorlar. Ve belirsizliğin her şeyi bir anda nasıl da değiştirebileceğini tüm gerçekliği ile gösteriyor film. Karakterlerin bu durum sonrası değişimleri, birbirini suçlama ve kavga sahneleri ile çok iyi yansıtılmış.

Hayatın iki büyük dersini izliyoruz bu filmde;

İnsanın gerçek karakteri her şey yolundayken değil bir belirsizlik durumunda ortaya çıkıyor.

Aslında tanıdığımızı sandığımız hiç kimseyi tam olarak tanıyamıyoruz.

Ve bence Elly Hakkında filmi “insanın önce kendi menfaatini düşündüğü” gerçeği ile son buluyor.

MaFiHayal

Cennetin Çocukları

Açılış Sahnesi :

Bir ayakkabı tamircisi, bir çift kurdelalı pembe ayakkabıyı tamir ediyor. Bir erkek çocuk tamirciye teşekkür ederek ayakkabıların ücretini ödüyor ve koşarak oradan ayrılıyor. Bir manava uğruyor, ayakkabı poşetini meyve kasalarının arasına koyuyor ve patates seçmeye başlıyor. Manavın ücretini ödeyip oradan ayrılacakken ayakkabı poşetinin yerinde olmadığını fark ediyor. Kaybolan bu pembe ayakkabılar bizi iki küçük kardeşin tertemiz hikayesine davet ediyor. Ali ve Zehra’nın…

Pembe ayakkabıların yolculuğu bu çocukların yolculuğuna dönüşüyor. Hayatın zorlukları ile mücadele eden bir ailenin yaşları küçük ruhları çoktan büyümüş iki çocuğu onlar. Cennetin Çocukları filmi ile biz Ali ve Zehra’nın küçük dünyalarına misafir oluyoruz.

Bu pembe ayakkabılardan başka ayakkabısı olmayan küçük Zehra’nın hüznü, Ali’nin suçluluk duygusuyla iyice ağırlaşan omuzları… Hayat bu iki küçük yürek için ne kadar zor, yoksulluk ise ne kadar derin olabilir?

Masum, sıcacık, huzur dolu bir hikaye en çokta “Gerçek”…

MaFiHayal

Elma ve Selma

Allah’ın adıyla.

Elma ve Selma

Yaklaşık 80 dk’lık 2011 İran yapımı bir film kendisi. Her şey bir elmanın Sadık adlı bir din öğrencisinin yanına düşmesiyle başlıyor. Devamına girmiyorum, heyecanı kaçmasın. Filmin bir çok yerinden kısa kısa dersler çıkarabileceğimiz kesitler var, bence heybemizi iyice doldurabiliriz. İzlemek isteyenler için film pek uzun olmadığı için elinizi çabuk tutun derim. Sonra da aşağıya yorum yazın, beraber tahlil yapalım. Çünkü herkes farklı farklı noktalara dikkat ediyor, bu da bize yarar sağlayacaktır. Bakalım neler çıkacak?

Özellikle İslamiyetin yeme içme konusunda helal ve haram kavramları üzerine düşünmemizi sağlıyor. Belki de yeyip içtiklerimizin helal ve haramlığını düşünmenin, nedeni sorgulamanın zamanı gelmiştir, ne dersiniz?

Selametle, dua ile…

Bendehane