Vicdanın Sesi

Vicdanın Sesi” adlı film Tahran’da geçmektedir. Vahid Jalilvand’ın yönettiği İran filminin başrolünde Niki Karimi yer alıyor. Genç, dindar bir kadın olan Leyla bir fabrikada çalışarak geçimini sağlamaktadır. İşe küçük kızı Helya ile birlikte gitmektedir. Kocası Ali hasta ve felçlidir. Hayatını tekerli sandalyede geçirir. Bir gün, Celal adındaki zengin, vicdanlı ve yardımsever bir adam gazeteye verdiği reklamda yardıma ihtiyacı olan birine 10 bin dolarlık bağış yapacağını duyurur. Leyla, Ali’nin ameliyat olması için yardımsever olan Celal’in bulunduğu adrese gider ama kiminle karşılaşacağını bilmemektedir. Çünkü Celal, Leyla’nın eski nişanlısıdır. Bu nişan 20 yıl önce olmuştur. Celal, şuanda evli ve iki erkek çocuğu olmuştur. Biri hastalıktan ölmüştür.

Celal bağışı onlara yapmayı kabul eder. Ali, Celal’in neden karısını seçtiğine anlam veremez ve karısının Celal ile arasında hala bir şeyler olabileceğini ima eder.

Diğer taraftan Satari adında bir kadın vardır. Kuzeni İsmail onu bir adamın motosikletinde sarmaş dolaş görmüştür. Adamın adı Murtaza’dır. Satari, adamın kendisiyle evlenmek istediğini söyler. İsmail yine de kızı iffetsizlikle ve utanmazlıkla suçlar ve annesine söylemekle tehdit eder. Çünkü Satari’nin babası ölmüştür, eniştesi, teyzesi ve kuzeniyle yaşamaktadır. Murtaza’nın evine gidip onunla konuşmak için gitmek için kadını iteler, telefonundaki mesajları okur. Sonunda Satari, Murtaza ile dini olarak evli olduklarını İsmail’e itiraf eder. Bundan kızın ailesinden kimsenin haberi yoktur. Murtaza, kızı istemeye birçok kez gitse de Satari’nin ailesi izin vermemiştir; çünkü Murtaza’nın düzgün bir işi yoktur ve aile yaşantısı da dağınıktır. Onlar da evliliklerini gizlice yaşarlar. Bir gün Murtaza Satari’nin evine gelir teyzesi onu içeri almak istemez. O sırada İsmail pencereden görür ve aşağı iner Murtaza ile tartışmaya girerler. Tartışma esnasında sesler yükselir ve İsmail onların evlendiklerini haykırır. Teyzesi fenalık geçirir. İsmail Murtaza’ya vurmaya başlar. O anda İsmail’in bir arkadaşı da gelir ve Murtaza’yı döver. Eniştesi rezil olduklarını söyler ve İsmal Satari’yi evden kovar.  Satari, kocasının iş yerine gider ve Murtaza’nın işe gelemeyeceğini, onun yerine geldiğini söyler. Murtaza da birini dövdüğü için tutuklanmıştır. Adam da kadına yarın gelmesini söyler ama Satari’nin kalacak yeri yoktur. Orda kalmak için adamdan yardım ister. Ertesi gün Satari Murtaza’yı görmeye Karakola gider ve onu İsmail’in evden kovduğunu, gece onun işyerinde kaldığını anlatır. Daha sonra teyzesine gider. Dün gece neden evde kalmadığını, para vereceğini söyler. Satari de komşuların baktığını, gitmek zorunda olduğunu anlatır. Murtaza’nın onu neden kabul etmediklerini sorar. Ayrıca İsmail’in şikâyetini geri çekmesini de ister. Teyzesi de eğer boşanırsa onu kabul edeceklerini söyler.  Satari de yine Murtaza’nın işyerine gider, onun yerine çalışmaktadır. Binadaki çöpleri toplayarak tüm gün çalışır. Fakat oradaki görevli, orda yaşayan zenginlerin Satari’den rahatsız olduklarını, onun çalışmasını istemediklerini söyler. Satari de Murtaza’dan kan parası istedikleri için onun hala tutuklu olduğunu ve paraya ihtiyacı olduğunu anlatır. Adam da gazetede bir ilan gördüğünü, ona faydası olacağını ve bir iş bulacağını söyler. Murtaza’yı da ziyarete gider. Satari de hamiledir. Satari de Murtaza eğer çıkamazsa, bebeğiyle ne yapacağı hakkında endişelidir.

Gazetedeki ilan yüzünden sokakta kalabalık oluşmaktadır. Yardıma muhtaç insanlar, bu ilanla ortalığı karıştırır. Polis onları dağıtmakla uğraşmaktadır. Bu kadar çok paranın bağışı konusunda polis, yalan haber olduğundan şüphelenerek yardımsever adamı gözaltına alır. Adam da çok üzgündür. Birçok insan geceden beri yardım almak için beklemektedir. Sonunda en muhtaç olan insana bağışı yapacağına karar verilir. Birçok başvuru yapılır, onları incelerler.  Yardımseverin arkadaşı bu bağışın aptalca bir şey olduğu hakkında fikrini söyler. Çünkü bağış yapılacak muhtaç insanı bulmak çok zordur. Rastgele bir seçim yapmaya karar verirler ama herkesin ayrı ayrı çaresizliği vardır. Celal, suçluluk duygusu çekmemek için hala kararsızdır. Celal,  eve gider ve Leyla ile karşılaşmasını düşünür.

Ertesi gün Satari gelir ve ona paranın yarısını verebileceklerini, diğer yarısı için ise başkasına söz verdiklerini söylerler. Satari, Celal’e hamile olduğunu ve kocası dışarı çıkamazsa bebeğini doğuramayacağını söyler. Celal vicdan yapar ve eve gittiğinde altınlarını ona vermek için bulmaya çalışır. Karısı, Celal’in bu kadar yardımseverliğinden memnun değildir. Oğulları öldüğü için ikisinin de ruh halleri iyi değildir.  Celal, karısının onu anlamadığını düşünür ve o ilanı, acısı dinmesi için verdiğini söyler.

Celal ile Satari, onun bürosunda Leyla’yı beklerler. Onu arar ama Leyla’ya ulaşamaz. Son olarak çeki yazar ve Satari’ye verir.

Vicdanın Sesi filminde, bir yanda evliliğin ne kadar zorlaştırıldığı, insanların değerinin sadece paraya pula indirgendiği gözler önüne serilirken bir yanda da insanların yardıma muhtaç halleri ve yaşanan çaresizlik konu edinmiştir.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir