Nigar, seyirciler için diğer İran kökenli filmlere göre daha iyi bir çekim kalitesiyle gözler önüne serlmiş bir film. Temelde cinayet üzerine bina edilmiş olan film, seyirciye heyecanlı dakikalar yaşattığı gibi, aşk ve ihanet ikilemini de beraberinde getiriyor. Öyle ki, filmin başrolü durumunda olan Nigar karakteri, filmin en temel olayları üzerinde, aşk ve intikam ikilemi temelinde belirleyici roller üstleniyor. Nigar ve Peyman adlı iki karakterin etrafında ve temelinde şekillenen olaylar, filmin sonunda “kötü adamların” ölmesiyle nihayete eriyor. İran kökenli filmlerde sıklıkla rastladığımız üzere, Nigar’da da toplumsal yapı ön plana çıkıyor. Yani, İran halkının sosyo-kültürel durumu dolaylı olarak da olsa seyirciye etkin bir biçimde sunuluyor. Bu bağlamda, Nigar filminin izlenmesi tavsiye edilebilir durumda.
Filmin içeriğinden söz edecek olursak, içeriğinin ve temasının, temelinde barındırdığı nesne ve ögelerin gayet zekice seçildiğini söylemek pekala mümkündür. Çünkü film, izleyenlerini hayrete düşürebilecek kesitler içeriyor. Öyle ki, filmin başında pek bir şey anlaşılmasa dahi, bütün anlaşılmamış düğümler, filmin son sahnelerinde birer birer peydah olmakta, gün yüzüne çıkmaktadır. İşte bu, filmin tadını tat yapan bir unsur…
Nigar filmi, başrolümüz olan Nigar karakterinin babası olan Feramerz Veliyan’ın ölümüyle başlıyor. Ölümü, bir polis memurunun anlatımıyla seyirciye canlandırılıyor ilk önce. Daha sonrasında ise, karşımıza Feramerz Veliyan’ın kızı olan Nigar ve eşi çıkıyor. Filmde, Feramerz Veliyan’ın “intihar” ettiği söylenilerek başlangıç yapıldığı için, tüm karakterler sahiden de Veliyan’ın intihar ettiği kanaatindeler. Bu durumu anlamak, hayata derinden bir bağlılık duyan Veliyan’ın neden ve nasıl intihar ettiğini kavramak, Veliyan’ın yakınları için bir bilinmezlik… Veliyan’ın ölümü, özellikle eşini hayattan koparır duruma getiriyor. Elbette ki, aynı hüzün ve kederi Nigar karakteri için de söylemek mümkündür fakat, ölümünün yas etkisi, filmde en çok Veliyan’ın eşi üzerinde işlenmiş bir durum. Öyle ki, Veliyan’ın eşi bir sahnede şunları dile getirmiştir: “Veliyan’dan sonra yaşlandım. Öncesinde gençtim ben. Artık, yaşadığıma inanmıyorum.” Durum, Nigar üzerinde daha başka bir etki yaratmıştır. Şöyle ki, Nigar, bir sahnede apaçık surette belirttiği gibi, babasının intihar ettiğine inanmamaktadır. Çünkü bütün mantık ve akıl kuralları, bunun tersini ortaya koyar niteliktedir. Dolayısıyla, babasının ölümü üzerinde bir sır perdesi olduğuna inanarak işe başlar.
Nigar, bu kanaatte olmakla birlikte, ne yapacağını bilemeyecek bir durumdadır. Bir gün, babasının çalışma masasını incelemeye karar verir. Fotoğraflara bakarak babasını yad etmekteyken, birden bir hayalin içinde bulur kendini. Bu, filmde sürekli olarak karşılacak olduğumuz (ve hatta filmin temel kurgularından bir tanesi olan) “hayal görme” sürecinin ilkidir. Nigar, bu hayalde babasını bir at ile konuşmaktayken görür. Babasının yanına gider, ve onunla konuşmak ister. Babası, belli belirsiz birkaç söz ettikten sonra, ani ve korkutucu bir biçimde ortadan kaybolur. Nigar, gördüğü bu hayalin henüz etkisinden sıyrılmamışken, babasının evlerini satmış olduğunu ve bir avukatın icraya geldiğini görür. Ne yapacağını bilemeyecek kadar çaresizdir. Mecburen, borcu erteletme gayretine girişir. Bu sırada, filmin çekirdek rollerinden biri olan Peyman, kendisine yardımcı olmak için çaba sarf etmektedir. Halbuki, filmin sonunda anlaşılacağı üzere, Nigar’a olan aşkından yanıp tutuştuğu için tabiri caizse Nigar’ın kuyusunu kazmaktadır…
Filmin pek çok yerinde Nigar, babasının ölümü üzerindeki sis perdesini kaldıracak nitelikte hayaller görmektedir. Ancak bu hayaller, kelime anlamıyla “hayal” değildir. Zira Nigar, daha önce babasının başından geçmiş olayları bir film seyreder gibi seyretmektedir bu hayallerin içerisinde. Hatta bu hayaller filmin akışı için o derece önemlidir ki, film tamamen bu hayallerden yapılan çıkarsamalara dayanır. Bu nedenle, filmin az da olsa “bilim kurgu” yönü var diyebiliriz esprili bir dille.
Behtaş karakteri ile Veliyan arasında “at satımı”na ilişkin bir sözleşme kurulmuş, Behtaş Veliyan’a karşılıksız bir çek vermiştir. Nigar, paraya ihtiyaç duyduğu için bu çekin bedelini tahsil etmek ister. Bu vesileyle Behtaş’la görüşmüş olacaktır. Bundan sonrası, Nigar’ın hayalleri üzerinde kuruludur. Nigar, ara sıra gördüğü hayallerinden yola çıkarak, hem Peyman’ın, hem teyzesinin eşi olan eniştesinin ve hem de Behtaş’ın babası Veliyan’ın ölümüne neden olduğunu öğrenir. Filmin sonunda anlaşılacaktır ki Veliyan, Behtaş’ın kirli işlerini ortaya çıkartacak pek çok belgeyi ele geçirmiştir. İşin sonunda Nigar, bu üç ismin üçünü de teker teker öldürecektir.
Eray Sezer, Yeni Kaynak