Böl, parçala, yönet! Tek bir kurşun dahi harcamadan!!!
İşte bu yöntem ingilizlerin sömürdüğü ülkelere uyguladığı metod.
İnsanları dost veya düşman olarak değil de, işime yarar işime yaramaz diye ikiye ayıran çıkarcı bir millet olan ingilizlerin İran’ı 1. Dünya savaşı esnasında nasıl kıtlığa, açlığa ve hastalığa iteleyip milyonlarca insanın ölümüne sebep oluduğunu bu filmde izleyip ibret alabilirsiniz.
Sadece Yetimhanede olanlar değil bütün halkın çektiği zulüm izleyiciye doğru bir şekilde aktarılmaya çalışılmış, zira tarih kitapları bu olanlardan pek bahsetmezmiş. Şaşırdık mı? Tabiki de hayır.
Yerimhanede olan bitenler tabi daha dramatikti. 🙁 Gözyaşlarımı Mirza Küçük Han’ın, yetimhanedeki çocukların saçları sıfıra vurulurken ağlarken görünce, kendi saçlarını da kazıtması sahnesinde tutamadım. Rabbim o hassasiyeti herkese versin.
Ben filmi sevmedim diyemem ama çok benlik olanlardan değildi. Tamamen geçmişe bir yolculuk yaptırıyor film. Hiçbir sahnesinde bunun eksikliğini hissetmiyosunuz, yani tamamen o dönemi yansıtıyor ama bana ağır geldi.
Yine de gerçekten ibret alıp, dostumuzu düşmanımızı bilmemiz açısından ve en önemlisi şu an sahip olduklarımıza tekrar şükür etmeyi hatırlamak için açıp izlemek gerekli.
Benden daha çok seveceğinizi düşünüyorum.
Bu filmi ve diğer İran filmlerini bizimle buluşturduğu için yeni kaynak sitesine de tekrar teşekkür etmek istiyorum.
İran Yetimhanesi filmini oradan izleyebilirsiniz.