İran yapımı olan “Altın ve Bakır” 2011 yılında vizyona girmiştir. Farsça “Tala Ve Mes” Humayun Esediyan yapımıdır.
97 dakika olmakla birlikte dram ve romantizm konularına değindiği kaynaklarça belirtilse de bizler farklı bir yorum katmak isteriz.
Seyyid Rıza ana karakterimizdir. Eşi ve iki çocuğu ile birlikte İran’da yaşamakta ve bir yandan okumakla meşguldür. Hayat gâyesini üniversite okumak, kitap yutmak olarak edinen kimselerden olan Seyyid Rıza’nın eşinin başına sarsıcı bir olay gelir. Eşi MS (Multipl Skleroz) hastalığına yakalanır ve ev hanımlığı yapacak durumda olmamakla birlikte özel bakıma ihtiyaç duymaktadır. Hayatın (Allah’ın) öğretisi burada başlamaktadır. Kendisi mektebe düzenli bir şekilde gidememekte, onun yerine ev işleri, hanımı, çocukları ve evin geçimi ile uğraşmakta ve okumanın gerçekte ne anlama geldiğini bu süreçte kendisi daha iyi kavramaktadır. Film, eşinin kur’an okuması isteği üzere İnşirah sûresi ile kapanmaktadır. Âyetlerin mânâsı ile film içeriğini bağladığımız da (ki en yararlısı budur) bir müslüman kimliğin nasıl davranışlar sergilemesi gerektiği ön plana çıkmaktadır.
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
“Senin için bağrını açmadık mı?
İndirmedik mi senden o yükünü?
O sırtında gıcırdamakta olan (ve bu şekilde sana eziyet veren) yükünü?
Senin şanını yüceltmedik mi?
Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık var.
Evet o zorlukla beraber bir kolaylık var!
O halde boş kaldığında yine kalk yorul!
Ve ancak Rabbinden ümit et, hep O’na doğrul!”
Europes Daily