Hüznün, çoğu kez şiirsel bir şekilde ifade edildiği, gündelik yaşamın basitliğinin kimi estetik dokunuşlar eşliğinde neredeyse birebir perdeye yansıtıldığı bir sinemadan, hatırladığımız kadarıyla hiç komedi türünde yapıtlar izlememiştik. Bu açıdan ‘Ben Salvador Değilim‘, İran sinemasının değişik bir örneği olmuş.
Film, herkesin yapması gereken bir şeyi (bulduğu para dolu çantayı sahibine beklemeden iade etmiş, paranın sahibinin gönderdiği para ödülünü de reddetmiştir) yapan bir öğretmenin, ülke TV’lerince kahraman ilan edilmesinden sonra yaşadıklarını anlatıyor.
Eşiyle birlikte kanal kanal dolaşan Nasır, nihayetinde bir Brezilya seyahati kazanıyor. Bu ödülü de reddetmek üzereyken eşi İlham’ın ısrarıyla çift, küçük kızlarıyla birlikte Güney Amerika’ya yollanıyor. Lakin burada kültür ve inanç farklarından dolayı problem yaşamaya başladıkları noktada, Angela adlı bir kadının Nasır’ı eski sevgilisi Salvador’a benzetmesiyle işler daha da sarpa sarıyor.
‘KONUK OYUNCU’ RİVALDO’
‘Ben Salvador Değilim‘, kimi bölümleri itibariyle bir hayli sempatik, yer yer de komik ama senaryo çok zayıf. Öte yandan film, İran’ın muhafazakâr insan prototipiyle yüzleşmeyi, evrensel sulardaki zorluklarına vurgu yaparak naifçe de olsa belli noktalarda başarmış. Brezilya’nın eski futbol yıldızlarından Rivaldo’nun da şöyle bir göründüğü ‘Ben Salvador Değilim‘, İran’da üç milyona yakın seyirci tarafından izlenmiş.
Uğur Vardan, Hürriyet