‘Herkes Uyurken’ İran yapımı bir filmdir. 2006 yılında vizyona girmiştir. Filmde Tazi Abad köyünün yaşlı ebesi Selime ninenin hacca gitme öyküsü anlatılmıştır. Gençliğinde bir kez doğum yaptırdıktan sonra artık köyün ebesi olan ve köydeki çocukların hepsini doğurtan ebe Selime olmuştur. O zamanlar Ali ile evleneceklerdir ama Ali’den onu Hacca götüreceğine dair söz alır; fakat Ali’nin ömrü bu sözü tutmaya yetmez. Aradan seneler geçer artık Selime köyün ninesidir. Hac Kurumundan Hacca gideceğine dair yazı gelmiştir. Köydeki herkesle vedalaşır ve yola koyulur; fakat köyde Hacı olmak isteyen Kerim yolda postacıya rastlar ve mektubu okur. Mektupta Selime ninenin tahlillerinden dolayı Mekke’ye gidemeyeceği yazmaktadır. Hemen nineye bunu yetiştirmek isterler. Nine işitme cihazını takmadığı için duymaz. Köyün çocukları ve köydeki herkes bu duruma çok üzülürler; çünkü her ebelik yaptığında para yerine Hac duası isteyen ninenin Allah’ın evine gitmesini istemektedirler. Köy çocukları ninenin iyi görmediğini bu yüzden Mekke’yi tanımayacağını başka bir yere gitse de oraya gitmiş olacağını düşünerek planlar yaparlar. Köyden iki çocuk, köyün delisi dedikleri Nasir ve sevdiği kız Gülnar ile nine yola koyulur. Bunu öğrenen Kerim de peşlerine düşer. Kerim’in Nasir’e kötü şeyler yapacağından korkan üç köylü de onların peşinden giderler. Böylece uzun bir yolculuk başlamıştır. Dağları aşarak Sefa Taşına gitmeye çalışırlar. Yolda birkaç macera yaşarlar. En sonunda nine taşa ellerini sürer ve Allah’ın evine geldiğini düşünür. Aslında herkes oranın Mekke olmadığını bilmektedir; ama her yerin Allah’ın evi olduğunu söyler Selime Nine. Film böyle son bulmaktadır.
Filmde çekimler ve oyuncular o kadar doğal ki, izleyici adeta kendini o köyde yaşayan biri gibi hissediyor. İran kültürünü, köy yaşamını ve köy halkının sosyolojik gözlemini yapabileceğimiz etkileyici bir film. Özellikle çocuk oyuncular o kadar içten ki, onların gözünden köy halkına bakmak mümkün oluyor. Köy halkının İslam dinini ve kültürünü yaşattığı ve İslam’ın kurallarına göre yaşadıklarını görebiliyoruz. Köydeki herkes Hac’ca gitmek istiyor ve Selime Nine’yi çok seviyor. Selime ninenin tek isteği Hacca gitmek olduğu için onun gidemeyeceğini öğrenenler, bunu ondan gizlemeye çalışıyor. Küçük ve herkesin birbirini tanıdığı bir köy olduğu için herkese getireceği hediyeyi, kime ne dua edeceğini biliyor. Köy çocuklarından ikisi ninenin Mekke’yi önceden görmediğini bu sebeple herhangi bir yere götürseler de onun mutlu olacağını düşünüyorlar. Eğer büyüklere söylerlerse olmaz veya günah derler diye sadece Nesir ve nineye bakması için de Gülnar’ı yanlarına alıyorlar. Bu süreçte köylerden dağlardan geçerek gittikleri yollarda manzaralar çokça yer kaplıyor. İran’ın yeşilliklerini, sulak alanlarını görebiliyoruz. Hatta teleferiğe bindikleri bir bölüm bile var.
Sonuç olarak ‘Herkes Uyurken’ filmi izleyiciyi içine alan samimi bir filmdi. Köy halkını gözlemlemek, İran kültüründen bir şeyler yakalamış olmak çok güzel bir deneyimdi. Doğal ve gerçek hayattan bir kesit olduğu için şimdilerde bulamayacağımız güzellikte bir filmdi.