“O’nun aşkının kimyasından bu kara yüzüm altın oluverdi. Evet, senin lütfunun mutluluğuyla toprak altın olur.”
Tahran’a ilim öğrenmek için yerleşen Seyyit Rıza ve eşi Zehra’nın öyküsünü konu alan Hümayun Esediyan yönetmenliğindeki İran yapımı film; aile, aşk ve drama içerikli.
Sosyal konuların çok ince işlendiği filmde tüm zamanını öğrenmeye ayırmak isteyen Seyyit Rıza, eşinin MS hastalığına yakalanmasıyla çocuklarının ve evin tüm sorumluluğunu üstüne alır. Aile ilişkilerini de çok akıcı işleyen film küçük şeylerden mutlu olmanın ve insanoğlunun aslında her gününe şükretmesi gerektiğini hatırlatıyor.
Sekiz yıllık evliliklerinde birbirlerine ilk kez sesini yükselten çiftin sonrasında birbirlerine mahcubiyeti, Zehra’nın isyan ederken gözlerinden akan yaşın samimiyeti, eve gelen hemşire karşısında Seyyit Rıza’nın telaşı kesinlikle hayat dersi niteliğinde. Filmin son sahnelerinde Seyyit Rıza’nın eşi Zehra’ya ezberinden okuduğu sure ve son cümlesi için bile izlemeye değer bir film.
Maddi ve manevi yıpranan aile, şartlar ne olursa olsun birbirlerine bağlılık, aşk ve tevekkül ile tüm zorlukların aşılabileceğini ilmin sadece kitaplarda değil insanın özünde öğrenildiğinin altını çizen Altın ve Bakır ailenizle birlikte izleyebileceğiniz bir başyapıt. Filmin aralarında Hakan Peker ezgisini duymakta ayrı keyif 🙂
Nerden nereye diyeceğiniz filmin finaliyse içinize işleyen son nokta.
Suna Gülsoy