“Davul Dengi Dengine“, yönetmenliğini Ali Hazayfer’in yaptığı film ailenizle birlikte izleyebileceğiniz sıcacık bir İran filmi. Sonunu tahmin edemeyeceğiniz film aşk, dostluk, vefa üzerine. Ayrı ayrı iki hayatı konu alan film aile ve insan ilişkileri üzerine bizlerin ya da mutlak tanıdığımız birilerinin başına gelmiş yahut gelecek gerçek olaylara dayalı. İran filmlerinin de güzelliği burada işte abartı yok, kurgu yok, sıradanlık yok… Gelelim filmin konusuna;
Çocukluğundan beri fakir bir hayat yaşayan Said, evlendiğinde bunu daha çok sorun haline getiriyor ve gözü yükseklere dikiliyor. Özünde temiz bir genç olan Said’in eşi Mahbube Hanım anlayışlı olduğu kadar eşine âşıkta bir ev hanımı. Said eşine her şeyin en iyisini almayı ona güzel bir hayat sunmayı istiyor ve bir hata yapıyor. Yaptığı hatanın dersi ise unutulmayacak nitelikte eminim herkes kendince bir pay çıkaracaktır. Bahanesi ‘çok fakiriz’ olan Said’e verilen cevap filmin en güzel sahnelerinden biriydi “annen seni seviyor, kardeşin seni seviyor, karın seni seviyor, sen fakir değilsin”…
Diğer tarafta ailesinin baskılarına rağmen bir türlü evlenememiş Kasım var. Kasım iş güç sahibi maddi olanakları iyi babasıyla birlikte yaşayan bir genç. Yengesinin yüksek sosyete olarak adlandıracağımız sınıftan bulduğu hiçbir kızı beğenmeyen (ki kızların da onu çok beğendiği söylenemez) Kasım hayatının aşkıyla karşılaşıyor. Aşkına kavuşuyor mu? Bu soruya cevap vermeyeyim ki filmin en güzel yanlarını izleme keyfiniz kaçmasın 🙂
Özellikle Kasım’ın babasıyla olan konuşmalarına şahsen hayran kaldım öyle bir diolog vardı ki izlerken ‘bence de’ diye içimden geçirdim.
“Ne güzel olurdu gerçekten insanlar ölünce kitap oluverselerdi. Hayatlarının kitabı olurlar sonsuza kadar yaşarlardı.” Güzel olmaz mıydı?
Son bir ipucu filmde Kasım’la Said’in yolları sürpriz bir şekilde kesişiyor. 🙂
Keyifle izleyeceğinize eminim.
İyi seyirler.
Suna GÜLSOY