Howze Naghashi

Meryem ve Rıza aynı kaderi paylaşan bir çifttir. Fakat aralarına aynı kandan olup ayrı kadere sahip Süheyl katılır. Süheyl, yaşının getirdiği heyecanı ailesinde bulamamaktadır ve arayış içine girmiştir.

Meryem ve Rıza’nın monoton fakat huzurlu hayatı; aksilikler zinciri karşısında dik durmaya ve pişmanlıklarını telafi etmeye çalışacaktır. 6. uzun metraj filmi olan Maziar Miri, insan iç dünyasının, gerçek dış dünya kadar acımasız olmadığını fakat ondan daha güçlü olduğunu sübliminal mesajlar desteğiyle empoze etmiş. İran sinemasının saygın ve özgün örneklerinden birine imza atan Miri toplumsal mesajlara da yer vermiş, engelli bireylerin toplumda “normal olmayan” şeklinde tanımlanmasını gündeme getirmiş. 2001 yapımı olan “I am Sam” filmi ile paralel temaya sahip bir işlenişin yanı sıra oyunculuklar oldukça başarılı. Sean Penn tiplemesine yakın bir Shahab Hosseini oyunculuğu oldukça doyurucu olmuş.

Çaresizlik içinde olan bir çift ve tekdüze hayattan sıkılan, büyüme çağındaki bir çocuk ile arasındaki kopukluğu tutabilecek tek şey sevgi kavramıdır. Doğuştan gelen engellerle sistemin getirdiği engellerin birleşmesi, sevgi kavramını öldürmeye yeterli olabilecek mi? Rıza ve Meryem’in masum dünyası, Süheyl’in heyecanına ayak uydurabilecek mi? Hayatın içinden bir çok kesitlerle soruları cevaplayan film aynı zamanda İran kültürünü lanse etmeyi de iyi başarmış.

İnsanoğlunun çaresizliği ve toplumun “anormal” görünen insanlara karşı bakış açılarını sosyolojik bir açıdan yansıtmış. Aşk ve sevginin zeka ile değil de kalp ile bağlı olduğu ise psikolojik bir dille anlatılmış. Aklın kandırılması her ne kadar kolay olsa da insan kalbinin kolay kanmayacağını çarpıcı şekilde vurgulanmış.

Film, İran Film Festivali’nde En İyi Film Ödülü’nü kazanmış ve aynı zamanda Asia Pasific ödüllerinde UNESCO ödülüne de layık görülmüştür.

Çarpıcı müzikleriyle filmin atmosferi ve duygusallık ön plana çıkmış. Aynı duygusallık repliklerle de desteklenmiş.92 dakikalık kısa süresi ve akıcı ilerleyişiyle sıkmayan, aynı zamanda izlerken düşündüren, kıymet kavramını vurgulayan bir film olmuş. Yer yer sistem eleştirisi de yapan, edebi cümlelerle senaryoyu güçlendiren yapısı var. Son zamanlarda yükselişe geçen “popüler teknoloji sineması”nın arasında unutulmuş, mumla aradığımız gerçek duygular yansıtan bir senaryoya sahip. İran kültür ve sinemasının popüler olamayan, kıyıda köşede kalmış nadide filmlerinden “Resim Havuzu” mutlaka izlenmesi gereken bir yapım…

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir