Etiket arşivi: Cennetin Çocukları

Cennetin Çocukları

Çocukken izlediğim ve geçenlerde derste konusu geçtiği için tekrar açıp izlediğim harika bir İran Filmi, Cennetin Çocukları.

Fakirliğin verdiği ezikliği, sınıfsal uçurumları, ve iki kardeşin bir çift ayakkabıyı paylaşmalarını anlatan bir film.

Ali’nin gözleri için o acı bakışları için bile izlenir bu film.

Hala izlemediyseniz kesinlikle izleyin. Özellikle benim gibi dram sever bir mazoşistseniz kaçırmayın derim.

Afrikalı Penguen

Cennetin Çocukları

Her şey eski -ama masum çocuklara göre- çok kıymetli pembe bir kız çocuğu ayakkabısı ile başlıyor.

Giriş sahnesinde uzun süre ayakkabının tamirini izlerken, sonraki sahnelerde bunun ne kadar kıymetli olduğunu anlıyoruz elbet. Bizim için sıradan olsa da bir çocuğun dünyasını değiştirebileceğini..

Yoksulluğu iliklerine kadar kalben hissettiren bir film. Ancak acındırma duygusu uyandırmıyor.

Çünkü o çocuklardaki onur, dürüstlük, sabır.. Gerçekten filmin ismi gibi gök ehli olup Cennette yaşıyor olmalılar. Bu kadar masumlar dedirtiyor.

Cennetin Çocukları (1997) filmini mutlaka izleyin.

Fizikçi, Yeni Kaynak

Cennetin Çocukları

Yönetmen; Mecid Mecidi
Yapımcı; Seyit Sait Seyyid-zade
Senaryo; Mecid Mecidi
Süre; 89 dakika

1997 yapımı bir film, Cennetin Çocukları. Gümüş ayı en iyi erkek oyuncu ödülü alan Rıza Naci’yi başrolde görmekteyiz.

Gerçekten harika bir yapım. Yoksulluk ancak bu kadar iyi anlatılabilirdi. Kız kardeşinin ayakkabılarını kaybettiği için kendi ayakkabısını onla paylaşan bir abi. Ailesinin durumu kötü olduğu için bir çok fedakarlık yapan çocuklar.. Filmin adını hakkıyla veriyorlar.

Yaşları küçük olmasına rağmen Zehra’nın abisi olan Ali’nin oyunculuğu cidden mükemmel, mimikleriyle izleyicilerin içini burkuyor. Küçük yaşına rağmen gerçekten o anı bizlere yaşatıyor.

Filmin ilk 10 dakikasında bile duygu seline kapılabilirsiniz. Kardeşinin ayakkabılarını kaybettiği için üzüntü yaşayan Ali kardeşiyle ailesine zorluk yaşatmamak için ayakkabılarını paylaşmakta, kız kardeşi ondan yaşça küçük olmasına rağmen bu olayı annesine anlatmayıp üzüntüsünü içinde yaşıyor.

Sadece Ali değil, filmdeki herkesin oyunculuğu filmi iliklerinize kadar hissetmenizi sağlıyor. Küçük şeylerle bile mutlu olabilmeyi insanlara öğretiyor, her ne olursa olsun hayat karşınıza ne zorluk çıkartırsa çıkartsın gülebileceğimizi bizlere aşılıyor.

Fazla söze gerek yok aslında, bu film benim favorim oldu. Yoksulluğu, zorluklarla başa çıkmayı, sabrı ve azmi bizlere sunan bu filmi kesinlikle izlemenizi öneriyorum.

Cennet Çocukları

Yönetmenliğini Majid MAJİDİ’nin üstlendiği dram ağırlıklı bu film (Cennetin Çocukları) 1997 yılı İran yapımıdır. Yoksulluğun, kararlılığın, paylaşmanın ve sabrın hikayesidir.

Ali, Tahran’ın yoksul mahallelerinden birinde çok fakir ancak dürüstlüğü kendilerine ilke edinen bir aileye mensuptur. Annesi hasta, babası da yoksulluğun pençesinden kurtulmak için çabalayan çalışkan ve her durumda da ailesini mutlu etmeyi bilen gururlu bir adam. Ali, Kardeşi Zehra’nın ayakkabısını tamir ettirmek üzere götürdüğü ayakkabıcıdan çıktıktan sonra bir anda ayakkabıları kaybeder ancak, babası bu kadar zor durumdayken bunu ona anlatmak yerine, aklına dahiyane bir fikir gelir. Kalan tek çift spor ayakkabısını kardeşi Zehra ile ortak olarak kullanacaklardı.

Sabahları ayakkabıları Zehra giyer, öğleden sonra ise Ali,

Her seferinde ayrı bir telaş, ayrı bir hüzün, okula geç kalmalar, azar işitmeler vs…

Ali’nin karşısında bir anda bir fırsat çıkar, Okulu tarafından düzenlenen koşu yarışı müsabakasına katılarak 3. olmayı hedefler çünkü 3. olana bir çift spor ayakkabı verilecektir. Ayakkabıları aldıktan sonra da kardeşi Zehra’ya hediye edecekti. Ancak öylesine hırs ve istekle koşar ki onun bu azmi 1. olmasına vesile olur, ancak o buna sevinmez aksine daha çok üzülür, çünkü kardeşine verdiği sözü tutamamıştır. yine hüsran…

“Bazen kazanmak aslında kaybetmektir çocuk…”

Ali ile Zehra’nın bu hikayesini izlerken belki de kendimize kızacağız, dünyadaki bir çok insanın sahip olamadığı şeylere sahip olduğumuz halde yine de daha çok istediğimiz için… aslında sadece bir çift ayakkabı bile mutlu etmeye yeterdi…

Bizler www.yenikaynak.com ekibi olarak sizlere “Cennetin Çocukları” gibi daha bir çok İran yapımı filmleri tanıtmaya çalışıyoruz. Sizlere keyifli dakikalar yaşatabildiysek ne mutlu bize,

Bizi takip etmeye devam edin. iyi seyirler dileriz…

Sevcan

Cennetin Çocukları

CENNETİN ÇOCUKLARI [1997]

01

Ayrılık filmi Oscar aldıktan sonra, dikkatimi çekmeye başlayan İran filmlerinin keşke daha önce farkına varsaymışım deyip duruyorum. İran Sinemasının gerçekten çok güzel bir yapımı olan Cennetin Çocukları filmini izledikten sonra bu pişmanlığım daha da arttı. Mümkünse izleyin, izlettirin diyorum o kadar güzel bir film. Filmin her sahnesinde gözlerim acayip doldu, ağlamamak için çok zor tuttum kendimi. Tabii bunda çocuk oyuncuların başarısı da var, acayip başarılıydı iki velet de.

Ali adındaki bir çocuk kız kardeşi Zehra’nın ayakkabılarını tamir ettirdikten sonra alışveriş sırasında kaybeder. Kızkardeşine söyler ama anne ve babasına söylememesi için de onu tembihler, çünkü hem kızmalarından korkar hem de yoksul oldukları için yeni bir ayakkabı almalarına imkan yoktur. Bu yüzden sabah Zehra okula giderken ayakkabıları giyer ve okul çıkışı koşarak abisiyle buluşur bir köşede, ayakkabı ile terlikleri değiştirirler ve öğleden sonra abisi gider okula ayakkabılarla. Hiç kimseye özellikle ailelerine belli etmeden bu şekilde okula gidip gelmeye çalışırlar ama Ali bu yüzden hep okula geç kalır. Ayakkabıları bulduklarında alan kişiden istemeye gittiklerindeki halleri müthişti. Beni en çok etkileyen sahnelerden biri de şahsen koşu yarışmasına katılan Ali’nin üçüncü gelene verilen ayakkabı için yarışması ve birinci olmasın diye çocuklara yol vermesi. Sonunda elinde olmadan birinci olması ve buna üzülmesi beni çok etkiledi. İran Filmlerinin bir özelliği olan ucunu açık bırakma bu filmde de var. Filmin sonunu söylemeyeyim ama çocukların yüzünü görmek isterdim şahsen olacak olayda diyelim.

02

evdeyohuz

Cennettin Çocukları

Cennetin Çocukları” ya da asıl adıyla “Beççaha-yı Asuman” filmi İranlı yönetmen Macit Mecidi tarafından kaleme alınmış ve yönetmenliğini de aynı isim üstlemiştir. Dram türünde olan bu eser fakir bir ailenin Ali ve Zehra adındaki iki kardeşin paylaştıkları büyük sırlarını ve maceralarını anlatmaktadır.
Film ailenin güvenilir evladı Ali’nin kardeşinin ayakkabılarını tamirden almasıyla başlar. Filmin açılış sahnesinde hatırı sayılır bir süre ayakkabının tamir edilişine şahitlik ederiz. Bu Macit Mecidi’nin filmlerinde kullandığı tekniklerden biridir ve bize bu ayakkabıların filmin gidişatını etkileyecek öneme sahip olduğunu yansıtır. Ayakkabıları alan Ali eve dönüş yolunda ekmek alacak daha sonra da manava uğrayacaktır. Manavda patates almak için ayakkabıları kenara bırakan Ali geri geldiğinde onları bıraktığı yerde bulamaz çünkü eskici orada bulunan poşetleri alırken farkında olmadan ayakkabıların bulunduğu poşeti de arabasına atarak uzaklaşmıştır.
Ali ne yaparsa nereye bakarsa baksın ayakkabıları bulamaz. Bu durum evde heyecanla ayakkabıyı bekleyen Zehra için tam bir hayal kırıklığı olur ama abisinin ricalarını geri çevirmemek ve anne babasını üzmemek için durumu kimseye anlatmaz. Zaten anlatsa da babasının yeni bir çift ayakkabı alacak gücü de yoktur. Kirayı ödeyemez, alışverişleri veresiye yapar bir durumdadırlar. Buna rağmen harama el uzatmazlar ve yaşlı komşularından bir kap yemeği esirgemezler. Böyle bir ailenin evlatları da bu karakterdedir.
Ancak Zehra’nın okula giderken giyeceği ayakkabısı yoktur. Abisi Zehra’ya kendi ayakkabılarını giyerek okula gitmesini önerir. Başta bu teklif Zehra’yı üzse de abisinin ona hediye ettiği kalemle üzüntüsü aklından uçar gider. O akşamdan sonra aynı ayakkabıyla okula gitmeye başlarlar. Sabah okula abisinin ayakkabılarını giyerek giden Zehra öğlen dersten çıkıp Ali’yle bir ara sokakta buluşur ve ayakkabıları ona verir. Artık bu iki kardeşin günleri koşarak ayakkabıları değiştirmeye çalışarak ve tek bir ayakkabıyla idare ederek geçer.
Ayakkabıları kardeşinden aldıktan sonra Ali tüm gücüyle koşsa da okuluna sık sık geç kalmaya ve yönetimle de problemler yaşamaya başlar. Diğer yandan Zehra ise kendisine büyük gelen, kirli ayakkabılarla okula gitmekten utanır ve üzüntüsü her geçen gün artar.
Tüm bu koşturmaca içinde birbirlerini asla yarı yolda bırakmaz Ali ve Zehra. Derslerinde son derece başarılı olan Ali, öğretmeninin ona destek olmasıyla okuldan uzaklaşmaktan kurtulur. Babasıyla beraber şehre bahçıvanlık işi yapmak için yolculuk eder. Oyun oynamaya çağıran arkadaşlarını her seferinde reddeder. Zehra ise hasta annesini yormamak için bebek kardeşlerine bakar, bulaşık yıkar. Tüm bunları öyle doğal ve naif bir şekilde göğüslerler ki hayatta şikayet ettiklerimizi bir daha gözden geçirmemize sebep olur bu halleri.
En etkileyici sahnelerden biri ise iki kardeşin avluda ayakkabıları yıkadıkları sahnedir. Çocuk masumluğunun görülebilir bir hal aldığı sahnede Ali ve Zehra köpükten baloncuklar yaparlar ve o an tüm dertlerinden ve sorumluluklarından uzaklaşıp sadece çocuk olurlar.
Ali’nin okulunda gördüğü bir koşu yarışması duyurusuyla umutlar yeniden yeşerir. Yarışmada üçüncülük ödülü bir çift ayakkabıdır. Ali ayakkabıyı kazanırsa kolayca bir kız ayakkabıysa değiştirebileceğini ve bunu kardeşine verebileceğini düşünüp hemen Zehra’ya haber verir. Ali yarışmada üçüncü olabilecek midir? Zehra’nın bir çift ayakkabısı olacak mıdır? Filmin sonunu bu telaşla ve dileklerle izleyeceksiniz.
Çocuk oyuncuların başarılı performansları filmin bir diğer etkileyici yönünü yansıtıyor. Çocukken herkesin yaşadığı korku ve üzüntüleri oyuncuların küçük gözlerinde görüp, yeniden yaşıyor gibi hissedeceksiniz. Neşeleriyle içiniz kıpır kıpır olurken, filmin geri kalanını onlara bir çift ayakkabı almayı dileyerek izleyeceksiniz.
Fakir bir aileden gelen bu iki kardeşin birbirlerine olan bağlarını, çocuk masumluğunu, yaşadıkları korkuları, imrenmeleri, üzüntü ve çaresizlikleri en güzel şekilde yansıtan “Cennetin Çocukları” filmi çocuklarınızla beraber izleyebileceğiniz harika bir film. İzlerken sizi duygular arasında gezdirecek, bazen ise göz yaşlarınızı tutamayacaksınız.

Rumeysa Güner

Yürekleri burkan bir dram filmi

Mecid Mecidi’nin yönetmen koltuğunda oturduğu 1997 yapımı film “Cennetin Çocukları” ; yoksulluğu ve bu uğurda çekilen acıları gözler önüne seriyor. Ali ve Zehra kardeşler; İran’ın arka sokaklarında yaşayan fakir halkın dramını, hayata tutunuşlarını çok çarpıcı bir şekilde izleyicilere yansıtıyor. Her şeye kolaylıkla sahip olduğumuz halde yine de yaşadığımız memnuniyetsizlikten utanmamız gerektiği sonucunu çıkarmamız gereken başarılı bir film.

Bir çift ayakkabıdan yola çıkarak, izleyicilere ders veren, kanaatkâr olmayı ve yaşadığımız hayatın belki başkasının hayali olduğunu düşündürerek şükretmenin önemini hatırlatıyor. Bu filmi anlatırken kelimelerimin kifayetsiz kalacağını ve ben ne söylersem söyleyeyim bu eşsiz filmin bana hissettirdiği yoğun duyguyu tarif edemeyeceğim gerçeğini çok iyi biliyorum. Dilimin döndüğü, kelimelerimin yettiği kadar anlatmaya çalışayım.

Ali; kardeşinin ayakkabısını tamirciden alır ve eve giderken yolda kaybeder. Tamir edilse bile kullanılmayacak halde olan ayakkabıyı üstüne üstlük kaybetmiştir. Bunun verdiği şaşkınlık ve acıyla eve gider. Zehra ayakkabılarını sorduğunda; yüzünde büyük bir korku ve üzüntü oluşur, sesi titreyerek kaybettiğini söyler. O sözler Ali’nin ağzından çıktığı andan itibaren, dolabımdaki tüm ayakkabıları bilgiyasarın ekranından içeri sokmaya çalıştım, bu acının tarifi mümkün bile değil. Babalarından korktukları için durumu ona anlatamazlar, anlatsalar bile babalarının yeni bir ayakkabıya verecek parası yoktur. Bunun bilincinde olan iki kardeş, sorunun üstesinden birlikte gelmeye çalışır. Zaten anne ve babaları yokluk ve hastalıkla yeterince mücadele etmektedir, bir de ayakkabının derdini ve üzüntüsünü çekmesinler diye anlatmazlar. Tek bir çare vardır o da Ali’nin ayakkabılarını ortaklaşa giymek…

Sabah dersi olan Zehra okula Ali’nin eski ve kirlenmiş bez ayakkabılarıyla gider. Öğlen de okuldan koşa koşa döner ve ayakkabıları Ali’ye yetiştirir, çünkü aynı ayakkabıyla Ali de okula gidecektir. Birbirini kovalayan günler içerisinde bu durum sürekli tekrarlanır ve Ali ayakkabıları almak için ara sokakta Zehra’yı beklerken sürekli okula geç kalır. Koşuşturmacanın devam ettiği bir gün, Zehra’nın ayağına büyük gelen ayakkabı ayağından çıkar ve su kanalına düşer. O an Zehra’nın yaşadığı şoku ve korkuyu; bu filmi izleyen tüm izleyiciler iliklerine kadar hissedebilir, bu acının tarifi mümkün değil.

Birgün Ali; okulun ilan panosunda gördüğü koşu yarışmasına katılmaya karar verir, çünkü üçüncüye ayakkabı ödülü vardır ve bu ödül Ali’yi çok heyecanlandırmıştır. Ali’nin bundan sonraki tek amacı üçüncü olup, kazandığı ayakkabıyı Zehra’ya vermektir. Ancak büyük bir sorun vardır, çünkü öğretmen yarışmaya katılacak öğrencileri çoktan seçmiş ve ilanın süresi bitmiştir. Ali hocasına bayağı dil döküp ağladıktan sonra yarışmaya seçilir. Yarışma günü geldiğinde Ali yarışmayı birincilikle bitirir. Birinci olduğu için çok üzülür ve pişman olur, çünkü gayesi üçüncü olmaktı. Zehra’ya yeni bir ayakkabı hediye edememenin verdiği buruklukla evin yolunu tutar ama neyseki babaları o gün Zehra’ya yeni bir ayakkabı almıştır.

İzleyiciyi derinden etkilemeyi başaran muazzam bir film, çocuk oyuncuların performansları göz dolduruyor. Doksan dakikalık müthiş duygu değişimlerinin yaşandığı bu filmi; “neden daha önce izlemedim” diye pişman olduğum gerçeğini göz ardı edemem. Bu film; gerçek hayattan ne kadar habersiz yaşamakta olduğumuzu ve bize sunulan nimetler karşılığında ne kadar az şükrettiğimiz gerçeğini bir tokat gibi yüzümüze vuruyor. Filmi izledikten sonra tüm izleyicilerin aklında hemen hemen şu soru olacaktır “benim neden on çift ayakkabım var”.

Kaliteli bir filme ihtiyacınız varsa eğer “Cennetin Çocuklarını”nı tavsiye ederim, her insanın hayatının belli dönemlerinde birkaç kez izlemesi gereken müthiş bir film.

Serap Ezgi

Cennetin Çocukları

Cennetin Çocukları 1997 yapımı bir İran filmi olmakla beraber aynı zamanda İran’ın en ünlü yönetmeni Mecid Mecidi filmidir. Cennetin Çocukları filminde başrol oyuncular olarak ise Amir Farrokh – Ali, Bahare Sıddıki – Zehra, Rıza Naci – Baba, Fereşte Serabendi – Anne, Daryuş Muhtari – Ali’nin öğretmeni, Nefise Cafer Muhammedi – Rüya, Muhammed-Hasan Hüseyniyan – Rüya’nın babası, Muhammed-Hüseyin Şehidi – Ali Rıza, Kazım Asğarpur – Büyükbaba isimleri yer almaktadır. Aile ve  dram türünde olan bu İran filmi tüm eleştirmenler tarafından tam not almış ve İran dışında kendisine gösterim yeri bulan tek filmdir. Oscar’a aday gösterilmiş ancak ödül alamamıştır. ABD’de izlenme rekorları kırmış hala Mecid Mecidi denilince izlenmesi gereken filmler olarak gösterilmektedir. Cennetin Çocukları filmi Tarhan’da çekilen en düşük bütçeli film özelliğini de taşımaktadır. 180.000 dolar harcanmış ve bütçesinin kat kat üstünü yönetmenine geri vermiştir.

Ali kardeşinin ayakkabısını yaptırmak üzere evden çıkar. Annesinin istediği diğer malzemeleri alıp eve dönmek ister. Ancak Ali kız kardeşinin bir çift pembe eski ama güzel ayakkabılarını kaybeder. Yoksul bir aile oldukları için yeni bir ayakkabı alma şansları yoktur. Bu yüzden babalarından dayak yememek için onlara da hiç bir şey anlatmazlar.  Ali için artık serüven başlar. Her sabah ayakkabılarını kardeşi giyer öğlenleri ise Ali ayakkabıyı giymektedir. Okula geç kalmamak için koşarak gitmekte yine de her gün geç kalmaktadır. Bir gün bir koşu yarışmasında üçüncü olana bir çift spor ayakkabı verildiğini duyar. Bu yarışmaya canla başla hazırlanır ve katılır. Ali koşarken kardeşinin onun okula yetişmesi için koşmasını, koşarken başına gelenleri ve bir çift küçük ayakkabının başlarına açtığı büyük serüveni düşünür. Ali koştukça kardeşinin de paralel olarak koşan sahneleri verilir. Bu sahne Majid Majidi’nin imzasıdır. Ali’nin ve kız kardeşinin serüvenini en iyi anlattığı sahnedir. Peki, Ali yarışı kazanabilecek midir? Kardeşine babası duymadan yeni bir spor ayakkabısı alıp onun her gün koşturmadan okuldan dönmesini izleyebilecek midir? Ali ve kız kardeşinin beraber kullandığı ayakkabı onlara ne kadar süre dayanacaktır?

Cennetin Çocukları filmi ilk sahnesinde bir ayakkabı tamircisinin bir kız çocuğuna ait ayakkabıyı tamir etmeye çalışmasıyla başlar. İran filmlerinde ilk sahneler filmin ismini, konusunu ve gidişatını etkileyecek unsurları gösterir. Majid Majidi bu film için çocukları konu almış onların bir çift ayakkabısından kocaman bir serüven çıkartmıştır. Bu filmde kadınlar ikinci planda değil tam olarak merkezde yer alırlar. Ayrıca değerli varlıklar olarak gösterilirler. Diğer İran filmlerinde gördüğümüz tüm ezilen hor görülen kadın figürü bu filmde yok olur. Cennetin Çocukları filminde değer verilen kadınlar vardır. Ali kız kardeşi için kendini parçalar. Ona bir çift ayakkabı alabilmek için çok ter döker. Ali’nin babası annesine kendisini ev işleriyle yormaması konusunda uyarır. Kızını sever ve ona şefkat gösterir. Tüm bu sahneler kadına değer verildiğini öne çıkartan ironik sahnelerdir.

Cennetin Çocukları sizi siz olarak olduğunuz yerden alıp çok eski zamanlarda Tahran’a götürecek. Ali ve kardeşinin dramatik serüvenini izlerken Ali ve Zehra olmak isteyeceksiniz. Kardeşliğin, fedakarlığın, sevginin, aile olmanın önemini anlatan çok özel ve güzel bir film. Kendinizi çok zorlamadığınız sürece ağlamanız olanak yok ancak Ali’nin çok gerçekçi ve yaşayarak oynadığı bazı ağlama sahnelerinde birkaç damla akıtabilirsiniz. Cennetin Çocukları zaman harcamaya değer ve birkaç damla gözyaşına bedel bir filmdir. İzlediğinizde zamanınızı boşa çalan filmlerden olmadığını anlayacaksınız. Ali’nin ve kardeşinin dramatik serüvenini bir süre unutamayacaksınız.

Menekşe G.