Senin Dünyanda Saat Kaç?

Anlık bir karar ile Fransa’dan Tahran’a dönen Guli kendi hayatına yabancılaştığını fark eder. Onu İran’a çağıran geçmişten gelen bir fotoğraf ve ufak bir nottur. Guli ülkesine döndüğünde onu şehrine bağlayan aile bireylerini çoktan kaybetmiştir fakat çocukluğu hala onu beklemektedir.

Ferhat, ilkokul yıllarından beri Guli’ye aşıktır. Öyle ki adam yarı meczup yarı akıllı olarak hayatına devam etmektedir. Ferhat’ın romantik hayalleri, beklentileri ve çocukluğundan biriktirdiği anıları vardır. Guli, hiç hatırlamadığı bu adamdan çocukluğunu dinler; yıllarca Paris’te yaşamış birisi için geçmişi, hayatı ve çocukluğu ile yüzleşmek hem cezbedici hem de korkutucudur. Guli hiç hatırlamadığı anılarını adeta bir hikaye gibi dinler. Tanımadığı biri tarafından kendisine dair her şeyin biliniyor olması Guli’yi rahatsız etmiş olsa da Ferhat’tan bir türlü uzaklaşamamaktadır. Aşkın meczup, sabırlı, masum ve çocuksu halleri ile birbir karşılaşma olanağı tanır Ferhat’ın alışıla gelmişin dışında kalan tavırları.

Guli, Paris’e gelen not ve fotoğrafın göndericisini aramakta ve hikayesini merak etmektedir. Fotoğrafın altından çıkan hikaye ile hem varoluşunu hem de aşkı yeniden sorgulamayı öğrenecektir. Ülkesine dönmesi ile beraber ailesinin izlerini, çocukluğunu ve kendini yeniden bulan Guli için Paris yavaş yavaş cazibesini yitirmektedir. Kimse tarafından tanınmadığı Fransa mı, 20 yıl sonra ani bir karar ile döndüğü, herkes tarafından tanındığı ve anılar ile karşılandığı İran mı; diye düşünmeye başlamıştır bile. 20 yıl boyunca yaşadıkları ve öncesinde olanları öğrenmesi ile karar vermek oldukça güçleşecektir. Guli, seneler sonra gerçekleştirdiği bu seyahatte başka bir Guli ve başka bir hayatla tanışacaktır. Daha önce hiç duymadığı fazlasıyla teslimiyetçi, romantik ve hatta delice bulacağı aşk hikayelerine tanıklık edecektir. Yönetmen Variş yağmurunun sesi ile izleyiciye filmin içinde duygusal geçişler vadediyor.

Senin Dünyanda Saat Kaç?” farklı coğrafyalarda yetişip başkalaşmış hayatların çocukluk evresinde atılan temeller ile özünde ayrışma ve birleşmelerini kendi üslubu ile usulca fısıldıyor. İran sinemasının başarılı örneklerinden birini izlemek, hayatın ve aşkın bambaşka algılarına tanıklık etmek için eşsiz bir örnek. “Bir başkasının gözünden kendini dinlemek keyifli mi yoksa ürkütücü mü?” karar izleyicinin.

myself

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir